3. Hukuk Dairesi 2016/22470 E. , 2016/16674 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında evlilik öncesinde 25.09.2003 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmede yazılı olan çeyiz eşyalarının müşterek eve getirildiğini, ziynet eşyalarının ise kayınpederi ve kaynanası olan davalılar .... ve .... tarafından saklanmak amacıyla alındığını, ancak müvekkilinin eşi olan davalı ... tarafından evden kovulması nedeni ile çeyiz eşyalarını alma fırsatını bulamadığını, sözleşme uyarınca davalıların boşanma halinde belirtilen ziynet ve çeyiz eşyalarının o günkü rayiç değerlerinin ödenmesini taahhüt ettiklerini ileri sürerek; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla, ziynet ve çeyiz eşyalarının dava tarihindeki rayiç bedelinin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili; sözleşmede yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarının 2003 yılında davacıya teslim edildiğini, bu hususun sözleşme içeriği ile sabit olduğunu, davacı ve eşi olan davalı ..."nın çalışmaması nedeniyle giderlerini ziynet eşyalarını satarak karşıladıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davaya konu sözleşmenin 25.09.2003 tarihinde düzenlendiği, davacı ile davalılardan ..."ın 21.09.2005 tarihinde evlendiği, sözleşmenin niteliği ve içeriği göz önüne alındığında Türk Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilebileceği, bu haliyle davanın değeri göz önüne alındığında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle; davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştikten sonra istem halinde dosyanın ... Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, 25.09.2003 tarihli sözleşmede yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu sözleşmede yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarının davalılar tarafından alındığı, çeyiz eşyalarının müşterek hanede kullanıldığı taraflarında kabulündedir. Bu durumda, sözleşme gereğince alınmış olan ziynet ve çeyiz eşyaları, davacı kadının kişisel malı haline gelmiştir(TMK. Md 220). Sözleşme tarihinde, davacı ile davalılardan ..."ın evlenmemiş olmasının da bu sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Zira, taraflar sonradan evlenmişlerdir.
Hal böyle olunca, mahkemece; kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkin davanın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabından (md. l18 ila 395) kaynaklanması nedeniyle Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin gözetilmesi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK"nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.