Esas No: 2019/2004
Karar No: 2021/1363
Karar Tarihi: 07.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2004 Esas 2021/1363 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2004
KARAR NO: 2021/1363
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/1154 Esas - 2019/742 Karar
DAVA:Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin)
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar- Karşı Davalılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin üç hissedarı olduğunu, müvekkili ...'in %45, ...'ün %10, ...'in ise hissesinin %45 olduğunu, ...'in vefat ettiğini, ...'in mirasçılarının diğer davalılar ... ve ... olduğunu, muris ... ile diğer ortaklar arasında da geçimsizlik mevcut olup, mirasçılar ile de diğer ortakların ciddi sorunlar yaşadıklarını, özellikle davalılardan ...'nin şirketin işleyişine müdahalelerde bulunması nedeniyle muris ...'e ...'nin uzaklaştırılması için noter aracılığı le ihtarnameler gönderildiğini ve şirketin işleyişine müdahalede bulunmasının engellendiğini, muris ...'nin vefatının diğer ortaklarca öğrenilmesinden sonra, mirasçılarının ... ve ... olduğunun haricen tespit edildiğini ve davalılara muris ...'in hisselerinin geçmesi nedeniyle ortaklığa mirasçıların kabul edilmediği belirtilerek hisse devri için Beyoğlu ... Noterliğinin 20.06.2018 tarihli ve ... Yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalılar tarafından Beyoğlu ... Noterliğinin 15/10/2018 tarih ve ... yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile devri talebinin kabul edildiğinin belirtildiğini, fakat davalılar tarafından fahiş miktar talep edilerek kötü niyetli hareket edildiğini, davalıların hissesine düşen tutar belirlenmesi hususunda taraflar arasında bir anlaşmaya varılamadığını, muris ...'e ait hisselerin ortaklardan ... tarafından alınmasına yönelik karar alındığını, müvekkili şirketin mali durumunun kötü ve borç batağı içinde olduğunu, dış borçları yanında ayırca ayrıca kamu borçlarının da bulunduğunu, ortaklardan müvekkili ... aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili ...'in %45lik hissesine haciz konularak kıymet takdiri yapılarak %45'lik hisseye ilişkin değer biçildiğini belirterek, ..'in adına olan ve davalılara intikal eden %45 hisseye tekamül eden tutarın tespitine, %45 hissenin belirlenen bedel karşılığında müvekkili ...'e devrine, belirlenen bedelin ödenmesi için süre verilmesi ve taksitli ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar- Karşı Davacılar vekili cevap dilekçesinde özetle; ...’e ait davacı şirket hisselerinin, TTK. 596. maddesi gereğince, herhangi bir karar alınmasına gerek olmaksızın, kanun gereği yasal mirasçıları olan müvekkillerine intikal ettiğini, davacı şirketin, taraflarına Beyoğlu ... Noterliği’nin 20.06.2018 tarihli ihtarnamesi ile, vefattan haberdar olduklarını, müvekkillerinin paydaşlığını reddettiklerini, hisselerini gerçek değeri üzerinden devralmaya hazır olduklarını beyan ettiklerini, bu ihtarnameye cevaben, hisselerinin ancak 500.000.TL bedelle ve 7 gün içinde devredebilecekleri, aksi takdirde paydaşlıklarını pay defterine işlenerek tescilinin Beyoğlu ... Noterliği’nin 15.10.2018 tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, ihtar edilen bu süre içinde ve ihtar edilen bedel olan 500.000.TL bedelle devrin gerçekleştirilmediğini, mirasçıların paydaşlıklarının reddine ilişkin kararın, şirketin karar organı olan şirket genel kurulu tarafından vefatın öğrenilmesinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde alınması gerektiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünde yaptıkları araştırma neticesinde ve davacı yanın dosyaya sunduğu deliler arasında böyle bir genel kurul kararı bulunmadığını, müvekkillerinin paydaşlığının, 3 aylık süre içinde şirket genel kurulu tarafından ret yönünde geçerli bir karar alınmaması nedeniyle artık kesinleştiğini, ayrıca bir limited şirket ortağının TTK 596/1 gereğince paydaşlığının reddi dışında bir sebeple ortaklıktan çıkartılmasına karar verilebilmesi için, önce o ortağın pay defterine işlenmiş bir ortak olması ve akabinde TTK 621. maddesi gereğince o ortağın çıkartılması için dava açılması yönünde 2/3 nitelikli çoğunlukla alınmış bir genel kurul kararı alınması gerektiğini, işbu davanın konusunun ise ortaklıktan çıkarma değil, henüz paydaşlığa kabul edilmemiş olan müvekkillerinin, TTK 596 md.'si gereğince paydaşlıklarının reddedildiği iddiası ile paylarının gerçek değeri üzerinden şirket ortağı davacı ...’e devri talebi olduğunu,, hisselerinin gerçek değerinin tespitinde, yıllar önce dar yetkili bir mahkeme olan Bakırköy 2. İcra Hukuk Mahkemesince, sadece şirket defterleri üzerinde yapılan bir basit inceleme ile belirlenen değerin esas alınamayacağını, kanun gereği otomatik olarak paydaşlıklarının doğduğunu belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, müvekkillerinin Ticaret Sicilinde paydaş olarak hükmen tescil ve ilanına, hükmen davacı şirket pay defterine paydaş olarak işlenmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/07/2019 tarih ve 2018/1154 Esas - 2019/742 Karar sayılı kararı ile; "...TTK 596/2. Maddesideki "Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir." düzenleme gereğince onayın reddi (ortak olarak kabul edilmediği)ne ilişkin ihtarname şirket müdürü tarafından düzenlenmiştir. Ortaklar kurulu tarafından TTK 596/2 gereğince alınan bir karar bulunmamaktadır. Asıl davada ortaklığa katılması onaylanmayanların payının kime devredileceğine ilişkin 3. Ortak ...'in bir kararı bulunmamaktadır. 3. ortak ...'in iktisabı öğrendiğine ilişkin bir ihtarda da yoktur. Mahkememizce de ortaklığa kabul edip etmeme TTK 623/3 maddesindeki yönetimsel yetki kapsamında kalmamakta olup, % 99,9 pay sahibinin ölümü halinde dışarıdan atanan müdürün mirasçıların ortaklığa kabul etmeme yetkisinin olması bir de payların kime devredileceğine ilişkin yetkesinin de bulunduğunu kabul etmek için hiç bir geçerli neden bulunmamakta. Bu nedenlerle asıl davanın reddine karar verilmiştir. "... TTK m 596 nın gerekçesinde üç aylık süre zarfında sermaye payının geçişinin askıda olduğunun belirtildiğini ifade ettikten sonra ... gibi. bu süre zarfında esas sermaye payını iktisap eden kişinin adının pay defterine kaydedilmesi halinde şirketin satın alma hakkından feragat etmiş sayılacağını ifade etmektedir" . "Oysa esas sermaye payı. TTK m. 596/1 uyarınca iktisap edilmekle iktisap eden ortak sıfatını ve buna bağlı haklan iktisap etmiş olacağından pay defterine kaydının yapılması gerekir. Bu kaydın yapılması şirketin red hakkından feragat anlamına gelmemektedir. Esasen red hakkı genel kurula ait olduğundan müdürler tarafından yapılacak pay defterine kaydın genel kurulun red hakkını ortadan kaldıracak bir etkisi bulunmamaktadır Genel kurulun üç aylık süre içinde red kararı vermesi halinde, bu kararın geriye etkisi sebebiyle iktisap edenin ismi iktisap tarihinden itibaren sonuç doğuracak şekilde pay defterinden silinecektir." görüşü doğrultusunda mirasçıların paylarının hükmen tescilini önünde de bir engel de bulunmamakta olup bu nedenlerle karşı davanın da kabulüne karar verilmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-Asıl davanın REDDİNE, ... 2-Karşı davanın KABULÜ ile Muris ...'in davacı şirketteki %45 oranındaki hissesine göre veraset ilamındaki paylarına göre, karşı davanın davacıları ... ve ... adına ticaret sicile kaydına ve ilanına, şirket pay defterine tesciline, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı- karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı - karşı davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, ilaveten kendileri tarafından hisse devrinin yapılmasının ihtarname ile talep edildiğini, davalılarca gönderilen cevabi ihtarname ile de hisse devri yapılmasının kabul edildiğini, taraflar arasındaki tek anlaşmazlığın hisse bedeli olduğunu, mahkemece bu husus dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların mahkemede bunun aksine olan beyanlarının kötü niyetin açık göstergesi olduğunu ve kötü niyetin korunmayacağını, Mahkemece her ne kadar hisse devrinin yapılmasına yönelik karar alınmadığı belirtilmiş ise de, bunu kabul etmediklerini, dosyaya sunmuş oldukları karar defteri örneğinden buna ilişkin karar alındığının açık olduğunu, muris ...'e ait hisselerin ortaklardan ... tarafından alınmasına yönelik kararın, diğer ortak ...'ün katılımı ile alındığını, diğer ortağın ise vefat ettiğini, başkaca karara katılacak birinin de bulunmadığını, ayrıca diğer ortak ...'ün, muris ...'in vefatından sonra tüm süreçlerde bizzat bulunduğunu, mirasçıların tespiti, ihtarname çekilmesi, ortaklığa kabul edilmemeleri vs tüm aşamalarda bulunduğunu, 19.11.2019 tarihli ortaklar kurulu kararının da bunun açık ispatı olduğunu, mahkemenin eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini, Kararın süresinde olmadığına ilişkin iddiaları da kabul etmediklerini, sözkonusu sürenin yasa gereği öğrenmeden itibaren başlayacağını, müvekkillerinin söz konusu durumu öğrenmesinden itibaren yasal süre içerisinde gerekli kararı aldığını ve yasal süreci başlattığını, öğrenme tarihinin daha erken bir tarih olduğunu iddia eden davalıların bunu ispat edemediklerini ve buna ilişkin dosyaya delil de sunamadıklarını, ayrıca davalılara gönderilen ihtarnameye davalılar tarafından cevap verildiğini ve hisse devrinin davalılarca kabul edildiğini, işbu durumun dahi hisse devrinin gerçekleşmesi için yeterli olduğunu, Asıl dava yönünden gerekli incelemeler yapılmadan karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalıların cevabi ihtarnamesi ile hisse devrini kabul etmelerine rağmen, mezkur davada karşı dava açarak hisselerinin tescilini talep etmelerinin kötü niyetlerini ortaya koyduğunu, kötü niyetin korunamayacak olması ve davalıların cevabi ihtarnamesi ile hisse devrini kabul etmeleri, bu beyanlarının kendilerini bağlaması nedeniyle davalıların bu taleplerinin reddi gerekirken, kabulüne ve tesciline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Ayrıca hisse devrinin noter tarafından yapıldığını, davalıların hisselerini devir etmek istediklerini cevabi ihtarname ile bildirmeleri nedeniyle bu beyanın kendilerini bağladığını ve hisse devri taahhüdü oluştuğunu, müvekkili tarafından hissenin devrinin istenmesi ve davalıların da bunu kabul etmeleri ile hisse devri yönünde iradelerin uyuştuğunu ve devir konusunda icap ve kabul ile sözleşme kurulduğunu, ayrıca bunun noter vasıtası ile yapılmasının da iş bu durumun resmi şekil şartını yerine getirdiğini, bu hususlar mahkemece dikkate alınmadan ve gerekçeli kararda bile belirtilmeden yanlış değerlendirme ile davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine mahkemenin murise ait payı gerekçeli kararda %99,9 olarak kabul etmesinin de hatalı olup, murise ait payın %45 gibi azınlık bir pay olduğunu, mahkemece dava dosyası ile alakası olmayan bir pay oranı varsayılarak ret gerekçesine konu edilmesinin hatalı olduğunu belirterek, Davanın kabulü ile; muris ... adına olan ve davalılara intikal eden %45 hisseye tekabül eden tutarın tespitine, muris ... adına olan ve davalılara intikal eden %45 hissenin mahkemece belirlenen bedel karşılığında müvekkili ...'e devrine, mahkemece belirlenen bedelin ödenmesi için süre verilmesi ve taksitli ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava, limited şirketi ortağının vefatı sonrası, ortaklığa mirasçıların kabul edilmediği gerekçesine istinaden miraççılara intikal eden şirket paylarının davacı gerçek kişi adına tescili, pay devir bedelinin tespiti, karşı dava ise, şirket ortağının vefatı ile intikal eden şirket paylarının mirasçılar adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı-karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 sayılı TTK'nın "Ortakların Hak ve Borçları" başlıklı üçüncü bölümünde yer alan 595/ (2) maddesinde; "Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur." hükmü, 596. maddesinde ise ; "(1) Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer. (2) Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir. Bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır. (3) Red kararı, devrin gerçekleştiği günden itibaren geçerli olmak üzere geriye etkilidir. Red, bu konudaki kararın verilmesine kadar geçen süre içinde alınan genel kurul kararlarının geçerliliğini etkilemez. (4) Şirket, üç ay içinde esas sermaye payının geçişini açıkça ve yazılı olarak reddetmemişse onayını vermiş sayılır. " hükmü yer almaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı şirkette %45 paya sahip davalılar murisi ...'in 18/03/2018 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının davalılar olduğu, davacı şirket tarafından davalılara gönderilen Beyoğlu ... Noterliğinin 20.06.2018 tarihli ve ... Yevmiye nolu ihtarnamesi ile; murisin vefat ettiğinin 15/06/2018 tarihinde öğrenildiği, murisin ölümü nedeniyle varislerle şirket ortaklığına devam etmek istenmediğinden gereğinin yapılarak kendileri ile irtibata geçilmesi ve hisse devirlerinin taraflarına bedeli karşılığı yapılmasının talep edildiği, davalıların Beyoğlu ... Noterliğinin 15/10/2018 tarih ve ... yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile; murise ait hisselerin vefat ile kendilerine intikal ettiği, davalılara ait toplam %45 hisseyi gerçek değeri olan 500.000,00 TL bedel karşılığı devretmeye hazır oldukları, devrin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde 500.000,00 TL karşılığı gerçekleştirilmesi, bu süre içerisinde devrin gerçekleştirilmemesi halinde davalıların ortak olarak pay defterine işlenmesi, aksı takdirde talepleri doğrultusunda dava açılacağının bildirildiği görülmektedir. Mahkemece de belirtildiği üzere, TTK'nın 596. maddesi uyarınca şirketin, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebileceği açıktır. Davacı/karşı davalı tarafça, davalı/karşı davacılara, murisin ölümü nedeniyle varislerle şirket ortaklığına devam etmek istenmediği ve hisse devirlerinin taraflarına bedeli karşılığı yapılmasının talep edildiği ihtarname ile bildirilmesine rağmen, TTK'nın 596. maddesi uyarınca bu hususta vefatın öğrenilmesinden itibaren 3 ay içerisinde diğer ortağın da katılımı ile usulünce alınmış bir karar bulunduğunun dosya kapsamı ile ispatlanmadığı, istinaf dilekçesi ekinde 19/11/2018 tarihli yönetim kurulu karar örneği dosyaya ibraz edilmiş ise de, ihtarnamedeki, vefatın 15/06/2018 tarihinde öğrenildiği şeklindeki beyana göre söz konusu karar süresinde olmadığı gibi HMK'nın 357. maddesi uyarınca yargılama sırasında sunulmayan delilin, istinaf aşamasında ibraz edilerek iddiaların ispatlanması mümkün değildir. Ayrıca, davacı tarafça, davalıların cevabi ihtarname ile hisse devrini onayladıkları, sadece hisse bedeli yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu iddia edilmiş ise de, yukarıda belirtildiği üzere, davalıların 500.000,00 TL bedelin ödenmesi karşılığında hisse devri yapılacağının beyan edildiği, belirtilen bedelin de ödenmediği göz önünde bulundurulduğunda, icap- kabul ile kurulmuş geçerli bir devir sözleşmesi kurulduğunun da kabul edilemeyeceği, TTK'nın 596(1) hükmü uyarınca murislerinden intikal eden şirket paylarının davalı/karşı davacılar adına tescili önünde bir engel bulunmadığı, gerekçe içerisinde yer alan % 99,9 payın, mahkemece emsal mahiyetinde belirtildiği, dolayısıyla ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacılar/karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar- karşı davalıların asıl ve karşı davada verilen karara karşı yapmış oldukları istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından asıl dava yönünden yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince karşı dava yönünden istinaf başvuru tarihi itibariyle alınması gereken 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının, davacılar- karşı davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince, asıl dava yönünden alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL'nin davacılar- karşı davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince, karşı dava yönünden alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının, istinaf kanun yoluna başvuran davacılar- karşı davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK' nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay' da temyiz yolu açık olmak üzere 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.