Esas No: 2019/1202
Karar No: 2021/1213
Karar Tarihi: 07.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1202 Esas 2021/1213 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1202
KARAR NO : 2021/1213
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/1214 Esas - 2018/1120 Karar
TARİHİ: 13/11/2018
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki rucuen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ... sayılı Nakliyat Emtea Sigortası Abonman Sözleşmesi ve ona tekaddüm eden ICC Klozu hükümleri kapsamında ve 2 nolu zeyilnameyle ... San. ve Tic. Ltd. Şti. adına sigortalı 26.780 kg susam emtiasının davalı taşıyan ve sürücüsü tarafından Mersin'den Sultangazi/İstanbul'a ... plakalı araçla taşınmak üzere tam ve sağlam olarak teslim alındığını, emtia yüklü aracın teslim adresi olan Sultangazi/İstanbul'da alıcı ... Ltd. Şti.'nin adresine geldiğini, ancak işyeri kapalı olduğu için yol kenarına park edip uyuduğunu, daha sonra da kendisini uyandıran bir vatandaşın ikazı ile dorsenin tentesinin faili meçhul kişilerce kesilerek 32 çuval 1.600 kg susam emtiasının çalındığının anlaşıldığını, hasar ihbarı sonrasında yapılan ekspertiz çalışması neticesinde 32 çuval 1.600 kg emtia bedelinin 8.864,00 TL. hasarın tespit edildiğini, sigorta tazminatının 10/12/2014 tarihinde sigortalıya tediye edildiğini, davalı nakliyat şirketinin taşıyıcı, davalı gerçek kişinin ise haksız fiil faili sürücü olduğunu, meydana gelen hasarın sürücünün pervasızca davranışından meydana gelmiş olduğundan hasardan taşıyıcı ve sürücünün müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek; 8.864,00 TL sigorta tazminatının, 10/12/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faizi oranında ticari faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı .... Ltd. Şti. vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketin ticari merkezinin Adana olması sebebiyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartlarına göre davanın zamanaşımının bir yıl olduğunu, olayın meydana geldiği zaman ve ödeme tarihi itibariyle davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, davacının yaşanan hırsızlık olayında davalı şoföre kusur izafe edemeyeceğini, aracın park edildiği yerin emtianın teslim edileceği iş yeri olduğunu, aracın park edilen yerin güvenliğinin iddia edildiği gibi şoföre ait olmadığını, davalının eyleminin teminat dışında kalan hallerden olmadığını, teminat dışı kalan hallerden olmadığından dolayı davacı ... şirketinin hasarı karşıladığını, hasarı karşıladıktan sonra tekrar sigorta ödeyen kişiye dönmesinin davacı şirketin haksızlığını açıkça ortaya çıkardığını belirterek, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Adana Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, öncelikle esasa girilmeden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Dosyada, diğer davalı olan sürücü ... hakkında açılan davanın HMK'nın 150.maddesi gereği yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına ve ardından iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Davacı ... şirketi (zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla) rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren 1 yıl içinde dava açmalıdır. Ancak aynı maddenin 5. maddesindeki şartlar var ise bu süre 3 yıl olarak uygulanmalıdır. Bilirkişi raporunda her ne kadar 'Hı(rsı)zlığın yoğun olarak yaşandığı bilinen İstanbul' da Tem Yolu üzeri Mahmutbey adresinde 68 nolu bina üzerinde bekçisiz, otopark olmayan, güvenlik unsurları tam olarak sağlanmamış bir mekanda park edilmesinin davalı kusurunu ortadan kaldırmadığına...' şeklinde değerlendirmede bulunulmuş ise de zamanaşımı bakımından yapılan değerlendirmede davalının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden kaynaklanmadığı anlaşılmakla (1) yıllık süre zamanaşımı süresi olarak kabul edilmiştir. Ayrıca yine dosya kapsamından anlaşıldığı ve bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere sürücü ... idaresindeki aracın alıcı şirketin adresinin bulunduğu yere gittiği ve aracın çekili olarak bulunduğu teslim mahallinde araçta uyuduğu sırada hırsızlığın meydana gelmesi karşısında zamanaşımının değerlendirmesi bakımından 3 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmaması gerektiği değerlendirilmiştir. Bu durumda davacı ... şirketi ödeme tarihi olan 10/12/2014 tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde rucu davası açması gerekirdi. Eldeki davanın bu süre geçtikten sonra 21/12/2015 tarihinde açıldığı gözetildiğinde davalının zamanaşımı savunması yerinde bulunmuş ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Yine ceza soruşturmasında fail davalı olmadığından ve konu dava TTK'ununda düzenlenen halefiyet ilkesine dayalı olarak taşıyıcının sorumluluğu çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinden ceza zamanaşımı uygulanması da değerlendirilmemiş ve takip tarihi itibariyle de zaman aşımı süresinin dolmuş olduğuna kanaat getirilmekle..." gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde dilekçesinde özetle;Araç sürücüsü ... olay günü sabah 05:45 de teslim adresine ulaştığını, o saatte iş yeri açık olmadığından yol kenarına aracını park ederek uyumaya başladığını, aracın park edildiği yer/yol kenarı kamyon vb. araçlara tahsis edilmiş park yeri olmadığı gibi herhangi bir koruma önleminin alındığı yer olmadığını, etrafı çevirili korunaklı bir alan da olmadığını, üstelik aracın, davalının savunduğu gibi kapalı kasa değil, brandalı olduğunu, hırsızlık olayının da kilitlerin kırılması suretiyle değil, brandanın kesilmesi/yırtılması suretiyle gerçekleştirildiğini, yani sürücü uyurken birilerinin brandayı keserek dorsedeki malları çalma ihtimalinin yüksek olduğunu, nitekim brandanın kesilerek malların çalındığını, Taşıyıcı ve sürücü tacir olup basiretli hareket etmekle yükümlü olduklarını, sürücünün, yol kenarında aracının park edip uyuduğu zaman brandalı aracın brandasının kesilerek içinden emtiaların çalınabileceğini öngörmesi gerektiğini, mesleki tecrübe ve birikimleri, her gün yaşanan bu benzeri olaylar taşıyıcının daha basiretli hareket etmesini zorunlu kılmakta olduğu halde sürücü/taşıyıcı rahat ve keyfi davranmış olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, taşıyıcı ve sürücü istenmeyen hırsızlık olayının meydana gelebileceği bilincinde olan mesleki bilgi ve tecrübeye sahip olması gerektiğini, Diğer yandan sürücünün, iş yerinin açık - kapalı olduğu/ olabileceği saati nazara almalı, teslimatın yapılabileceği saate göre güzergah üzerinde korumalı veya uzun yol araçlarına tahsis edilmiş park sahasında beklemeliyken teslim adresine ulaştığını ve uyuyarak alıcının işyerinin açılmasını beklediğini, davalının en azından aracın brandalı olduğunu, teslimat yapılabilecek saatin yakınlığını da nazara alarak uyumak yerine aracın ve yükün emniyeti için ayakta kalması (uyumaması) gerektiğini, yol kenarında korumasız park sahasında araç içinde uyuduğunda dorsenin brandasının kesilerek emtiaların çalınabileceği açıkça ortadayken dikkatsizce, cesurca, pervasızca hareket edildiğini, bu sebeple zamanaşımı süresinin üç yıl olduğunu, Nitekim dosyada mübrez bilrkişi raporundaki tespitlerin de bu yönde olduğunu, bilrkişi raporunda örnek gösterilen Yargıtay emsal kararlarının da sürücünün davranışını pervasız hareket olarak değerlendirmeye destek verecek içerikte olduğunu, Dosya kapsamına rağmen mahkemenin, sürücünün davranışını olağan bir davranış olarak kabul etmesinin, dolayısı ile olayda bir yıllık zamanaşımının tatbik edilmesinin hatalı olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat sigorta poliçesi kapsamında taşıma sırasında çalınan emtia nedeniyle sigortalıya ödenen hasar tutarının davalı taşıyıcıdan rucuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde, bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 855/5. maddesi, “Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı eşya zıyaa, hasara uğramış veya geç teslim edilmişse taşıyıcının sorumluluğu üç yılda zamanaşımına uğrar.” hükmünü haizdir. Dava dışı sigortalıya ait susam emtiasının davalı şirket tarafından taşınmasının üstlenildiği, hakkındaki dava işlemden kaldırılan ve tefrik edilen şoför ... idaresindeki araçla taşındığı, malların alıcı adresine sabah 05.45 cıvarında götürüldüğünde, sabah mesai saatinin başlamasına kadar aracın yüklü vaziyette burada bekletildiği ve şoförün araç içinde istirahate çekildiği, bu sırada meydana gelen hırsızlık sonucu 32 çuval 1.600 kg susam emtiasının kamyon brandası yırtılarak çalındığı anlaşılmaktadır.Somut olayda hırsızlık olayı, hakkındaki dava tefrik ile ayrılan şoförün istirahati sonucu meydana geldiği davalının kabulündedir. O halde böyle bir durumda şoförden (ve taşıma şirketinden) yüke özen borcu kapsamında basiretli bir tacire yakışacak azami tavrı sergilemesi, öncelikle yükün güvenliğini sağlayacak tedbirleri alması, en basitinden aracı yola değil de güvenlikli bir otoparka bırakması yahut aracın başından ayrılmayarak durum ve şartlara göre günün ilk saatlerinde karşılaşma ihtimali en yüksek olan çalınma gibi bir duruma karşı önlem alması bekleneceğinden, bilirkişi raporunda bu durum, taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren kimselerce yükün güvenliği hakkında herhangi bir tedbir alınmaksızın, emtia yüklü aracın yol üstüne bırakılması ağır kusur ya da pervasızca ve zarar meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle yapılan bir ihmal ya da hareket olarak değerlendirilmiştir. Buna rağmen mahkemece, bilirkişinin bu tespitleri benimsenmemiş olmasına karşın yeni bir bilirkişi raporu da alınmamıştır. Mahkeme, uzman bilirkişinin yaptığı teknik bir tespiti yeterli bulmuyorsa ek rapor veya yeni bir uzman bilirkişiden rapor almalıdır. Mahkemenin aldığı rapor sigorta hukuku uzmanı bilirkişiden alınmıştır. Mahkemece, taşıma uzmanı bir bilirkişiden rapor alınarak, davalı hakkında uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesi, zarar miktarının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK'nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK'nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.10.2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.