Esas No: 2019/2254
Karar No: 2021/1198
Karar Tarihi: 07.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2254 Esas 2021/1198 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2254
KARAR NO: 2021/1198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2018/698 Esas - 2019/646 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirketin ... bayisi olduğunu, davalı şirketin ise ... distribütörü olarak faaliyet gösterdiğini, davalı şirkete ... Bankası'nın 28.07.2015 tarihli Teminat Mektubu ile vade uzatım yazısı ve yine ... tarafından düzenlenmiş 04.11.2016 tarihli 50.000,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, ticari ilişki boyunca davalı şirket tarafından kesilen "Canlı cihaz fiyat farkı" faturaları ve bu faturalara istinaden kesilen "Vade farkı" faturalarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafından müvekkili şirkete toplamda 32.676,14 TL canlı cihaz farkı ve 9.187,35 TL tutarında vade farkı faturası kesildiğini (toplamda 41.863,49 TL), davalı şirketin işbu 41.863,49 TL tutarındaki alacak için müvekkili şirketin teminat mektubunu bozdurarak haksız olarak tahsil ettiğini, müvekkili şirketin davalı şirketten DEMO (ürünü almadan denemek kullanmak anlamında) olarak aldığı cihazlar için bir yıl sonra fiyat farkı faturası kesmesinin yasal dayanağının bulunmadığını belirtere, davalı tarafından haksız tahsil edilen 41.863,49 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilmesine, müvekkili şirkete DEMO ürünler için kesilen, canlı cihaz fiyat farkı ve vade farkı altında kesilen tüm faturaların hükümsüz olduğunun ve bu faturalardan dolayı müvekkili şirketin borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı şirketin akdedilen sözleşme kapsamında bayi sıfatına sahip olduğunu, canlı cihazların satışının mutlak surette yasak olduğunu, davacının bayilik faaliyetini sürdürememesi sebebiyle, davacının ... Caddesi ve Kartal'da bulunan bayiliklerinin ... adlı kişiye devredildiğini, bayiliklerin devrinden sonra davacının cari hesap borcuna ödemediği gibi satışı yasak olan 54 adet canlı cihazdan 24 adedini satmak sureti ile sözleşmeden doğan yükümlülüklerini açıkça ihlal ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin satışı yasak olan cihazların satılması sebebiyle işbu canlı cihazların bakiye bedelini canlı cihaz fiyat farkı faturası olarak, cari hesap borcunun ödenmemesi sebebiyle de vade farkı faturaları tanzim ederek davacı şirkete tebliğ ettiğini, ancak davacı tarafından birçok kez bu faturalar iade edildiğinden bayilik sözleşmesindeki düzenleme gereği davacının teminat mektubunun borca yeter kısmından alacağın tahsil edildiğini, davacı şirkete kesilen 9.187,35 TL bedelli faturanın davacının cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi sebebi ile kesilen vade farkı faturası olduğunu, oysa davacının bu faturanın canlı cihaz fiyat farkı faturasına istinaden kesildiğini iddia ettiğini, davacı şirkete faturalandırılan 32.676,14 TL bedelli fatura muhteviyatında 12 adet cep telefonunun mükerrer olarak yazıldığının yapılan incelemede tespit edildiğini, 12 adet canlı cihaza tekabül eden 8.368,22 TL yönünden davayı kabul ettiklerini, 24 adet canlı cihaz yönünden ise davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, 24 adet cihaza ilişkin fiyat farkı tutarlarının 24.307,91 TL olduğunun belirlendiğini, davacının dava dilekçesinde satışı yasak olan canlı cihazların satışını yaptığını ikrar ettiğini, açıklanan nedenlerle öncelikle davanın ....'ne ihbarına, 8.368,22 TL yönünden davanın kabulüne, geri kalan 33.495,27 TL yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Mahkemece mali müşavir ve makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 11/04/2019 tarihli raporda; taraflar arasında davacının ihbar olunan ... Şirketinin bayisi, davalının ise ... Şirketi'nin distribütörü olduğu, davacının davalı şirketten telefon hatları ve aksesuarları aldığı, taraf beyanlarından 08/12/2015 tarihinde davacı ile ... arasında Bayilik Sözleşmesi imzaladığı, 28/02/2018 tarihinde ilgili taraflar arasında sonlandırma protokolü imzalanarak davacının Bayilik Sözleşmesini sona erdirildiği, davalının canlı cihaz fiyat farkı ve vade farkı adı altında davacının teminat mektubunu bozdurarak toplam 41.693,49 TL'yi tahsil ettiği, davalının cevap dilekçesinde 12 adet telefon için 8.368,22 TL 'yi fazladan tahsil ettiğini kabul ettiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede canlı cihaz kullanımına yönelik bir madde bulunmadığı, davacının canlı cihaz ürünlerini satabileceği, davalı tarafından davacıya teşhir ürünü olarak fatura edilen canlı cihaz ürünlerine ayrıca fiyat farkı isteyebileceği, davacının sözleşmenin sona ermesinden sonra canlı cihaz ürünlerini istediği fiyata satabileceği, davalı tarafından davacıya kesilen canlı cihaz fiyat farkı ve vade farkı faturalarının haksız olduğu, kesilen iş bu faturaların hükümsüz olduğu, bu faturalardan dolayı borcunun olmadığı, davalı tarafından 41.863,49 TL'nin davacının teminat mektubunu bozdurarak tahsil edildiği tarihten itibaren avans faiziyle ödemekle yükümlü olduğu, tespit edilmiştir. Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde, taraflar arasında bayilik sözleşmesi olduğu, davalının davacıya teşhir ürünü olarak cep telefonlarını canlı cihaz olarak fatura ettiği, davacının sözleşmeden sonra kendisine fatura edilen teşhir ürünü cep telefonlarını sattığı, davalının canlı cihaz ürünü olarak faturalandırdığı cep telefonlarına dair fiyat farkı faturaları ile vade farkı faturaları kestiği, ancak davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ticari defterlerine kaydetmediği fatura alacaklarını davacının teminat mektubunu bozdurarak haksız olarak tahsil ettiği anlaşıldığından davacının davalıya canlı cihaz fiyat farkı ve vade farkı faturalarından borçlu olmadığının tespitine, bu faturaların hükümsüz olduklarına, haksız olarak tahsil edilen 41.863,49 TL'yi talep doğrultusunda dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle iade edilmek üzere davanın kabulü gerektiği, ..." gerekçesiyle, davacının alacak davasının kabulü ile 41.863,49 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; İlk derece mahkemesince bilirkişiler tarafından eksik ve hatalı olarak hazırlanan raporu esas alarak hüküm kurulduğunu, uzman olmayan bilirkişi tarafından rapor oluşturulduğunu, dosyaya sundukları mail örnekleri ve canlı cihaz bedellerinin bilirkişilerce rapor hazırlanırken incelemeye dahi alınmadığını, Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin de yeterince incelenmediğini ve ilgili maddelerinin göz ardı edildiğini, sözleşmenin 4.2. maddesinde sözleşmenin sınırlarının çizildiğini, aynı şekilde sözleşmenin 11. maddesi ile de ... ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye atıf yapılarak bu sözleşmenin çerçeve sözleşme olduğunun kabul edildiğini, ilk derece mahkemesince ... ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmenin de incelenmediğini, davacı tarafın hem sözleşmeye hem de sözleşmenin atfıyla sözleşmenin eki haline gelmiş duyurulara aykırı davranarak satmaması ve geri iade etmesi gereken canlı cihazları satmış olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı şirketin bayisi olan davacının, aynı şirketin distribütörü olan davalı ile arasındaki hukuki ilişki kapsamında davalı yanca keşide edilen faturalardan kaynaklı olarak borçlu olunmadığının tespiti ve bu faturalara konu edilen tutarın davalı uhdesindeki teminat mektubundan tazmin edilmesi sebebiyle oluşan alacağın tahsili davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki ... A.Ş. ve ... arasında anlaşma imzalandığı, bu sözleşmede ... ile toplu yahut münferit olarak ... arasında imzalanmış olan distribütörlük sözleşmesinin ana sözleşme olarak tanımlandığı, sözleşmenin 7.5. maddesi uyarınca, "Bayinin ödemelerde gecikmesi halinde haricen bir ihtara, ayrıca temerrüde düşürmeye lüzum olmaksızın fatura tarihinden işleyecek şekilde bayiye aylık %2 oranında gecikme faizi tahakkuk ettirilir. Bayi yıllık avans faiz oranı %36 oranından daha fazla olması halinde ...'ın yüksek olan yıllık avans faiz oranını tahakkuk ettirme hakkının bulunduğunu şimdiden kabul eder" şeklinde düzenleme olduğu, sözleşmenin 13.1.maddesinde "Bayinin borçlarının muaccel olması halinde ayrıca bir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın teminatı paraya çevirme hakkına haizdir. Bayi ...'ın teminata ilişkin taleplerini derhal yerine getirmesi ve istenen ilave/yeni teminatları ...'a temin etmeyi şimdiden kabul etmiştir. Bu hükmün gereğinin yerine getirilmemesi sözleşmenin açık ihlali sayılır." şeklinde düzenleme yapıldığı, yine sözleşmenin 15.2.maddesinde "Bu sözleşmeye yapılacak ekler, ek protokoller, taahhütler, sözleşmede yapılacak her türlü değişiklik iş bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçasındır. ...'ın tek taraflı olarak yapacağı düzenlemeler hariç olmak üzere yapılacak tüm değişiklikler sadece tarafların imzaları ile yürürlüğe girecektir." şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür. Canlı cihaz prosedürü hakkında önemli bilgilendirme konulu belgenin incelenmesinde, müşteri deneyimine sunulmak üzere gönderilen cihazların canlı cihaz olarak adlandırıldığı, satış yöneticisinin onayı alınmadan canlı cihazın müşteri deneyiminden kaldırılması, ürünün satılması, bayi sahibi, müdürü ya da çalışanı tarafından kullanılması ya da istenmeyen benzer durumların uygun olmadığı yazılıdır. Yine 04.06.2015 tarihli duyuruda, bu duyuruya aykırılık teşkil eden durumların tespiti halinde her tespite bayi uyarı yazısı gönderileceği, ürün ve malzemenin maddi değerinin tahsili ile ilk tespit 500 TL, ikinci tespit 1.000 TL, üçüncü tespit 1.500 TL olmak üzere para cezası uygulanacağı belirtilmiştir. ... çalışanı tarafından, davalı çalışanına gönderildiği anlaşılan 9 Mart 2018 tarihli mailde, canlı cihaz listesindeki Kat iletişimden devir alınamayan cihaz listesi belirtilerek cihazların çıkışının kontrol edilmesi ve farkının ...a fatura edilmesi ve yeni bayiye canlı cihaz çıkışının gerçekleştirilmesi gerektiği hususu bildirilmiştir. Dosya içerisindeki 28.01.2018 tarihli ... duyurusunda canlı cihaz bulunurluğu kapsamında liste halinde yazılı olarak bazı cihazların canlı cihaz olarak mağazalarda bulundurulması gerektiği, iş bu duyuru ve içeriğin bayilik sözleşmesi kapsamında gönderildiği ve sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası niteliğinde olduğu hususu yazılıdır. Dosya içerisindeki 09.03.2018 tarihli e-mail çıktısının incelenmesinde, ... tarafından ... çalışanı ...'e gönderildiği, söz konusu mailin içeriğinden davacı bakiyi ...den alınan listede belirtilmiş cihazların kontrol edilmesi ve fark varsa davacı bayiye fatura edilmesinin ve bu şekilde yeni bayiye canlı cihaz çıkışının gerçekleştirilmesinin talep edildiği, 08.03.2018 tarihli mailin ... çalışanı tarafından diğer bir ... çalışanına gönderildiği ve mailin içeriğinden davacı ...'un devir öncesi satmış olduğu canlı cihazların bulunduğunun belirtildiği, bunun bunun üzerine 08.03.2018 tarihli cevabi mailde ...'dan mağazanın devir alındığı anda mağazada bulunması gereken canlı cihazların olmadığı bildirilmiştir. .... vekilinin ihbar olunan sıfatı ile verdiği dilekçesinde; bayilik ilişkisi çerçevesinde davaya konu vakıanın da konu edildiği muhtelif sebeplerden ötürü davacı taraf ile İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/533E sayılı dosyası üzerinden devam eden bir tahkikat bulunduğunu, teşhirde sergilenmek üzere davacı bayide bulunması gereken canlı cihazların distribütör tarafından piyasa değerinin yarısı veya daha düşük bedeli ile fiyatlandırılmakta olup, bayinin işbu cihazları satışının yasak olduğunu, davacı yanın mağazasında yapılan olağan denetimlerde teşhirde bulundurmak üzere kendisine gönderilen 36 cihazdan 24’ünü satılarak haksız kazanç elde etmiş olduğunun ve böylece sözleşmesel yükümlülüklere aykırı davrandığı tespit edilmiş olduğunu, canlı cihazların normal cihazlar gibi satımı durumunda cihazın kalan tutarı da bayiye yansıtılıldığını, distribütör ...'ın da bu faturalandırmayı gerçekleştirmiş olduğunu, davacı ile ... arasında imzalanan sözleşmenin 9. maddesi, 26.2.7., 26.2.14.maddeleri değerlendirildiğinde, davacının hiçbir şekilde canlı cihazları satamayacağına yönelik sonucun ortaya çıktığı, bahsi geçen sözleşmenin 27.3, 27.4., ve özellikle de 27.6. maddeleri incelendiğinde davacı şirketin canlı cihazları iade etme yükümlülüğünün bulunduğunun görüleceğini beyan etmiştir. Davacı vekili ise yazılı beyanında dava dışı ... A. Ş. ile müvekkili arasında yapılan sözleşmeye aykırılık oluşturacak bir davranışın müvekkili tarafından sergilenmediğini, sözleşmeye aykırılık teşkil edecek şekilde hiç bir canlı cihazın müvekkili tarafından satılmadığını beyan etmiştir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporunun incelenmesinde, 08.12.2015 tarihinde ... Şirketi ile ... arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, yine 28.02.2018 tarihinde bayilik sözleşmesinin sona erdirildiği, sözleşmenin değerlendirilmesinde, canlı cihaz kullanımına yönelik herhangi bir düzenlemenin yapılmadığı, canlı cihaz hakkında önemli bilgilendirme duyurusunun davacının dava dilekçesi ekinde sunulduğu, ancak bu bilgilendirme duyurusunun taraflar arasında yürürlüğe girdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı sebepleriyle canlı cihazların davalı tarafından satılmasının uygun olacağı, ancak canlı cihazların daha önce kullandırılmış olan ürünler olması sebebiyle bu ürünleri sıfır ürün fiyatından davacıya fatura edilemeyeceği bu sebeple önceden kesilen canlı cihaz faturaları haricinde fiyat farkı isteyemeyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisindeki 11.04.2019 tarihli makine mühendisi ve SMM bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun incelenmesinde, davalı tarafın ibraz ettiği ticari defterlerinde, davalının 07.05.2018 tarihinde vade farkı içerikli 9.187,35 TL bedelli ve 07.05.2018 tarihinde canlı cihaz fiyat farkı içerikli 32.676,14 TL bedelli faturaları davacı borcu olarak kayıt ettiği, yine davacı tarafından 08.05.2018 tarihinde keşide edilmiş aynı faturalara ilişkin iade faturalarının da davacı alacağı olarak kayıt edilmiş olduğu, yine davalının 08.05.2018 tarihinde teminat mektubu tazmin bedeli açıklamasıyla kayıt etmiş olduğu 50.000,00 TL 13.521,06 TL alacak sebebiyle davacının 08.05.2018 tarihi itibariyle 83.010,49 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın davacı adına keşide ettiği 9.187,35 TL bedelli vade farkı faturası ile 32.676,14 TL bedelli canlı cihaz fiyat farkı faturasının davacının ticari defterlerine kayıtlı olmadığı anlaşılmakla, davalının davacı adına keşide ettiği vade farkı ve canlı cihaz fiyat farkı faturalarının hukuki dayanaklarının ispatlanamadığı, dolayısıyla bu faturalardan dolayı davacının herhangi bir borcunun bulunmadığı şeklinde değerlendirme yapılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacının davalıya canlı cihaz farkı ve vade faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespitine, söz konusu faturaların hükümsüz olduğuna, bu faturalar kapsamında haksız olarak tahsil edilen 41.863,49 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki tarafların ... ve ... olan sözleşmenin incelenmesinde, bayi olarak ...un tanımlandığı, yine bayinin ... tarafından ithalatı ya da distiribötürlüğü yapılan her türlü ürünlerin üçüncü şahıslara satışı konusunda izin verilen gerçek ve tüzel kişi olduğunun belirtildiği, ana sözleşme olarak da dava dışı ... ile toplu yahut münferit olarak distiribütör... arasında imzalanmış sözleşmenin gösterildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin üçüncü maddesinde ise davacının ''... ile akdetmiş olduğu Bayilik Sözleşmesi\ Saha İçi Bayilik Sözleşmesi'' çerçevesinde yürüttüğü faaliyetlerine ilişkin olarak ... tarafından ... abonelerine yönelik olarak düzenlenecek olan cihaz kampanyaları kapsamında bayi tarafından müşterilere satılacak cihazların ticareti, dağıtımı, bedellerinin tahsili...dair esasların belirlenmesi şeklinde ibare mevcuttur. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde, açıkça, ana sözleşme olarak distiribütörlük sözleşmesi tanımlanmıştır. Sözleşmenin 4.2. maddesinde açıkça sözleşmenin sınırlarını davalı ...'ın temsilciliğini üstlendiği markalar ile birlikte ilgili kamu ve özel sektörle yapılan anlaşmaların verileceği kaleme alınmıştır. Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde, uyuşmazlığa davalı distribütör tarafından davacı bayi adına keşide edilen canlı cihaz fiyat farkı ve vade farkı faturalarının konu edildiği, davalı yanın yargılama aşamasındaki beyanlarında davacı ile dava dışı ... arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil edecek şekilde davacının canlı cihaz adı altındaki teşhir ürünlerini satmış olmasından ötürü davalı tarafça canlı cihaz fiyat farkı faturasının keşide edilmiş olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili istinaf başvurusunda da bahsi geçen sözleşmenin ilgili maddelerini belirterek davacı tarafının canlı cihaz satışı yapmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş olmakla, ihbar olunan sıfatı ile .... vekilinin vermiş olduğu dilekçesinde müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmeye göre bayi konumundaki davacının canlı cihaz satamayacağı iddia edilmektedir. Davacı ise bu dilekçeye karşı yazılı beyanda bulunarak ... ile davacı arasındaki sözleşmeye aykırılık oluşturacak şekilde canlı cihaz satışı yapılmadığını beyan etmiştir. Davacının dava dışı ...'un bayisi, davalının ise ...'un distribütörü olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki bu üçlü hukuki ilişkiden kaynaklandığı, dava dışı ... ile davacı arasındaki sözleşmesel ilişki sebebiyle davacının davalı ile bayilik ilişkisi kapsamında ticari ilişkiye girerek dosyada mübrez sözleşmeyi imzaladığı, ... ile davalı distribütör arasındaki sözleşmenin de taraflar arasındaki davaya esas sözleşmede ''ana sözleşme'' ibaresi ile belirtildiği, ihbar olunanın dilekçesinde davacı ile müvekkili arasında başka bir mahkemede görülen derdest bir davanın varlığından bahsederek dosya numarasını yazılı beyanında sunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince bu üçlü hukuki ilişkideki tüm sözleşmeler dosyaya kazandırılarak, bu sözleşmeler arasında hukuki bir bütünlük bulunup bulunmadığının, dolayısıyla davacının canlı cihaz satışı yapmasına engel bir durum olup olmadığının, yine bu kapsamda dosya içerisindeki duyuru adı altındaki belgenin davacı açısından bir bağlayıcılığının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. İhbar olunanın dilekçesinde belirtmiş olduğu İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/533E. sayılı dosyasının da dosyaya kazandırılarak uyuşmazlık konusu ile bağlantısının ortaya konulması gerekmektedir. Bu durumda ilk derece mahkemesinin delilleri topladığından ve değerlendirdiğinden söz edilemez. Mahkemece, davanın çözümünde etkili olacak önemli deliller toplanmadan ve sözleşmeler dahi celbedilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK'nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK'nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.07.10.2021
KANUN YOLU: HMK'nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.