23. Hukuk Dairesi 2017/292 E. , 2018/249 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tazminat, nama ifaya izin davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacı-birleşen davada davalı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar Sabahattin Çakır ve arkadaşları vekili Av. ... ile asıllardan ... ve asli müdahil ... gelmiş olup, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı yüklenici vekili, taraflar arasında 01.08.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince yükleniciye isabet eden dairelern kademeli olarak satış yetkisinin verileceğinin kararlaştırıldığını, 3. kat betonunun atılmasına rağmen müvekkiline isabet eden 2. Bağımsız bölüme ilişkin satış yetkisinin verilmediğini, 1. Bağımsız bölüme yönelik yetkinin ise ancak keşide edilen ihtar sonrası verildiğini ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, şimdilik iş bedeli olarak 5.000,00 TL ile kazanç kaybı olarak da 5.000,00 TL"nin faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla maliyet bedeline yönelik dava değerini 183.757 TL"ye çıkartmıştır.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı arsa sahipleri vekili, sözleşmede belirlenen teslim tarihine göre, aradan 8 ay geçmesine rağmen inşaatın tamamlanmadığını, davalı yüklenicinin sözleşme uyarınca alması gereken dairelerden iki adetini almasına rağmen piyasaya olan borçları nedeniyle inşaata devam edemediğini ileri sürerek, yarım bırakılan inşaatın müvekkilleri arsa sahipleri tarafından davalı yüklenici adına yapılmasına izin verilmesi ve davalının piyasaya olan borçlarının, dairelerin zamanında teslim edilmemeleri sebebiyle doğan kira tazminatının ve projeye aykırı imalat nedeniyle doğan nesafet farkının davalı adına isabet eden 7 ve 8 no"lu daireler satılarak karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine dair verilen karar, asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar vekilinin karar düzeltme talebi üzerine, " inşaatın yapı ruhsatı 21.03.2007 tarihinde alınmış olup buna göre inşaatın teslim tarihinin 21.07.2008 olduğu, sözleşmenin 15. maddesinde yükleniciye bağımsız bölümlerin aşamalı şekilde devredileceğinin kararlaştırıldığı, yüklenicinin 02.01.2008 tarihli ilk ihtarında inşaatın geldiği aşamaya göre 2 adet bağımsız bölümün adına devrini istediği, bilahare gönderdiği 28.08.2008 tarihli ihtarda ise dairelerden birinin tapusunun devredildiğini, ancak diğer bağımsız bölüm tapusunun henüz adına devrinin gerçekleşmediğini beyanla bu bölümün de ferağını istediği, arsa sahiplerince verilen ihtara cevapta, inşaatın süresinin dolduğu, işin projeye aykırı imal
edilidği vb. nedenlerle diğer dairenin ferağının verilmesi durumunda güvencesiz kalınacağından, bu nedenle devrin yapılmadığının bildirildiği, gerçekten de işin süresi 21.07.2008 tarihinde dolduğu halde, imalatın fiziki seviyesinin %32 aşamada olduğu, inşaatta projeye aykırılıklar bulunduğu, bu durumda davacı yüklenicinin edimlerini ifada temerrüde düştüğü, bu durumda asıl davada fesih isteminin dolayısıyla buna bağlı diğer istek kalemlerinin bu nedenle reddi gerekirken, fesih istemi ile imalat bedeline ilişkin istemin doğru olmadığı halde ve kazanç kaybının da belirtilen bu nedenle reddi gerektiğinden anılan kararın temyizi üzerine bozulması gerekirken, onanmasının yerinde görülmediği ve sözleşmenin feshi isteminin reddi durumunda taraflar arasındaki sözleşme ayakta kalacağından buna bağlı olarak birleşen davadaki arsa sahiplerinin talepleri konusunda esasa girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine" dair Dairemizin uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada fesih isteminin ve dolayısıyla buna bağlı isteklerin reddinin gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme ayakta kalacağından birleşen davadaki davacı arsa sahiplerinin inşaatın tamamlanması için gerekli 427.475,48 TL"lik bedele ihtiyaç duydukları ve 7 ve 8 no"lu bağımsız bölümlerin değerinin de 510.000 TL olarak belirlendiği, bu itibarla her iki dairenin inşaatın tamamlanması için satılarak arsa sahiplerine namı ifaya izin verilmesi ve satış bedelinden arta kalan kısmın ise asıl davada davacı yüklenici adına bakaya bloke edilmesi gerektiği gerekçesiyle bir kısım davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı ve birleşen davada davalı yüklenici vekili, temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davacı ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınarak, asıl davada davalılar birleşen davada davacılara verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.