Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/11548
Karar No: 2011/2252
Karar Tarihi: 01.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/11548 Esas 2011/2252 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, miras bırakan babasının 2. eşi ile yaptığı satışın muvazaalı olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil ile ecrimsil istemiş; ancak mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Davacı, temyiz başvurusunda bulunmuş ve Yargıtay, murisin gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olduğunu kabul etmiş ve davacının babasının davacıya neler kazandırdığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir. Eğer kazandırma yapılmışsa, davacının talebinin reddedilmesi gerektiği; aksi takdirde talebin kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2010/11548 E.  ,  2011/2252 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KADIKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/03/2010
    NUMARASI : 2007/74-2010/116

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakan babası M.F. U.’un davalı olan 2. eşi ile 22.08.1998 tarihinde evlendiğini, ancak 1988 yılından beri muris ile birlikte yaşamaya başladıklarını ve bir yıl sonra davalının baskıları sonucunda miras bırakanın 3213 ada 116 parsel sayılı taşınmazdaki 38 nolu bağımsız bölümü davalıya bedelsiz olarak satış yoluyla devrettiğini, anılan temlikin kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, payı oranında iptal ve tescil ile ecrimsil isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muris muvazaasının koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.03.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat F. N.Ü. ile temyiz edilen vekili Avukat O. M. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 3213 ada 116 parsel sayılı taşınmazdaki 38 nolu bağımsız bölümün miras bırakan M.t F.i U.tarafından 06.10.1989 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, miras bırakanın yapmış olduğu bu temlikin kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürmek suretiyle eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; temlikin miras bırakan tarafından davalı ile evlenmeden önce gerçekleştirildiği ve sonradan muris ile davalının evlendikleri, her ne kadar davalı ilk eşinden boşanma tazminatı olarak elde ettiği para ile çekişmeli taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını savunmuş ise de getirtilen boşanma kararında böyle bir tazminata hükmedilmediği ve savunmanın kavli mücerrette kaldığı, öte yandan miras bırakanın zengin ve varlıklı olduğu,mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın akitte gösterilen değeri ile gerçek değeri arasında aşırı fiyat farkı bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.
    O halde, anılan bu olgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde murisin gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olduğu kabul edilmelidir. Ne varki, davalı öteki savunmalarında miras bırakanın davacıya da kazandırmalarda bulunduğunu ve iradesinin denkleştirme yapmak olduğunu savunmuş ve fakat mahkemece bu husus üzerinde durularak bir araştırma yapılmış değildir.
    Hal böyle olunca, miras bırakanın sağlığında davacıya ne gibi bir kazandırmalarda bulunduğu yönünde taraf delillerinin toplanması ve resmi olarak belgelendirilmesi, gerçekten de davacıya da ama az ama çok makul karşılanacak oranda kazandırmalarda bulunduğunun saptanması halinde yazılı olduğu üzere davanın reddi, aksi takdirde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik tahkikat ile yetinilerek ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 01.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi