8. Hukuk Dairesi 2011/550 E. , 2011/5089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine ve Çayırbağı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ....Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 28.04.2009 gün ve 1689/744 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, davacının ... İlinde ikamet etmesi nedeniyle kadastro çalışmalarında hazır bulunamadığını, yapılan kadastro çalışmalarında davacıya ait bulunan 344 ada 50 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiğini bildirerek, Hazine üzerinde bulunan tapunun iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş, 23.09.2008 tarihli ıslah dilekçesiyle vekil edeninin gözlerinin iyi görmemesi nedeniyle 344 ada 40 parseli dava edecek iken yanlışlıkla aynı ada 50 parseli dava konusu ettiklerini açıklayarak 344 ada 40 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiğini bildirerek Hazine üzerinde bulunan tapunun iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davacı vekilinin ıslahını kabul etmediklerini, açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı vekilinin dava dilekçesinde 344 ada 50 parsel olarak bildirilen dava konusunun ıslah dilekçesiyle 344 ada 40 parsel olarak değiştirilmesine muvafakat etmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan tapu kayıtlarından gerek dava konusu 344 ada 40 parsel, gerekse de 344 ada 50 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu sabittir. Davacı vekilinin, vekil edeninin hatası ile dava dilekçesinde 344 ada 40 parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline yazacakken, aynı ada 50 parsel sayılı taşınmaz olarak HMK"nın 183. (HUMK. 80) maddesi gereğince her zaman düzeltilebilir maddi hata niteliğindedir. Çünkü dava konusu ve keşifte zeminde gösterilen değişmedikçe bu tür maddi hataların yargılama sırasında düzeltilmesi mümkündür.
Öte yandan HMK"nun 176. maddesi gereğince taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Yasa hükmü usul işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan HUMK 83. madesinde aynen yer almakta olup, ıslah ile talebin değiştirilmesi mümkündür ve karşı tarafın kabulüne de bağlı değildir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, davacı vekilinin her türlü delile dayandığı 21.04.2008 tarihli dilekçesinde tanıklarını ve diğer delillerini bildirdiği, 16.09.2008 tarihli oturumda keşif günü verilmesini talep ettiği görülmüştür. Ne var ki, mahkemece 30.10.2008 tarihinde keşif icrasına karar verilmiş ise de davacının ıslah dilekçesi üzerine yukarıda belirtildiği gibi davanın reddine karar verilmiştir. Bu halde mahkemece yapılacak iş; HMK. 290. maddesi gereğince keşif kararı verilerek, yerel bilirkişi ve tanıkların ...nun 243-244. maddeleri hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmaları, bu kişilerin mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşif yerinde dinlenilerek (...m. 259) dava konusu 344 ada 40 parsel sayılı taşınmazın tespit öncesi kimin zilyetliğinde olduğu, zilyetliğin kim tarafından, ne kadar süreden beri ve nasıl sürdürüldüğü hususlarının ayrıntılı şekilde sorulup belirlenmesi, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde çelişkinin giderilmesine çalışılması gerekir. Mahkemece, bu hususa dikkat edilmeden ve davacıya iddiasını ispat imkanı tanınmadan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve halen yürülükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 13.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.