8. Hukuk Dairesi 2011/570 E. , 2011/5086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Çukurören Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.12.2010 gün ve 305/1987 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, mevkii ve sınırları dava dilekçesinde yazılı taşınmazı önceden babası ...’ya ait iken kendisinin sakat olması nedeniyle babası tarafından verildiğini, zilyetliğin eklemeli olarak 20 yılı aşkın süreden beri kendisinde olduğunu açıklayarak dava konusu 199 ada 12 nolu parsel içerisinde kalan ve harman yeri niteliğiyle bilinen 800 ile 1000 m2"lik yerin adına tahdit ve tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazın ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro tespitinin doğru olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, dava konusu yerin Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 7.7.2010 havale tarihli raporunda A harfiyle gösterilen 355.91 m2"lik yerin arsa niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 199 ada 12 parselin (kadastro tutanağı getirilmiştir) senetsizden, ham toprak niteliğinde, 9 hektar 1123 m2 olarak 14.1.2008 tarihinde Hazine adına tespit edildiği, itirazsız olarak 11.4.2008 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Mahallinde keşif yapılmıştır. Yerel bilirkişi özetle; bu yerin önceden davacının babası olan ...’nın harman yeri olduğunu, 1958 yılından önce köy boşluğu niteliğinde bulunduğunu, imar ve ihya edilerek özel harman yeri haline getirildiğini, bilahare tarım aletleri koymak, hububat sermek, tarhana kurutmak gibi nedenlerle kullanıldığını, davacının babasının ölümünden sonra dört kardeşi arasında taksim edildiğini, taksimle davacıya kaldığını, davacının bu yere ahır ve samanlık yapmak istediğini söylemiştir. Davacı tanıkları ise, önceden davacının babasına ait iken 30 yıl kadar önce ölümüne kadar buranın babası tarafından harman yeri olarak kullanıldığını, onun öncesinde köy boşluğu olduğunu, ölümüyle taksimen davacıya kaldığını açıklamışlardır. Fen bilirkişisi ölçekli ve krokili raporu sunmuştur. Dava konusu yerin 199 ada 12 nolu parsel içerisinde kalmayıp, bu yerin bitişiğinde ve doğusunda tespit harici yol olarak bırakılan yer olduğu ve miktarının 355,91 m2 olduğunu açıklamıştır. Ziraat mühendisi taşınmazda uzun yıllardan beri tarımsal faaliyet yapılmadığını, ancak önceki yıllarda harman yeri olarak kullanıldığını rapor etmiştir.
Saptanan durumlar tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık, kadastro çalışmalarında yol olarak paftasında gösterilen böyle bir yerin zilyetlikle kazanılıp kazanılmayacağında toplanmaktadır. Kural olarak kadim yolların zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. Ancak, terk edilmiş yolların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle kazanılması mümkündür. Bundan ayrı paftasında yol olarak gösterilen böyle bir yerin tespit öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak tescil davası açılabilmesi için Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre, makul süre içinde davanın açılması gerekir. Ya da tespit sonrası zilyetlik ileri sürüldüğünde tespit tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin aralıksız ve çekişmesiz geçmiş olması gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu yer kadastro çalışmasıyla 14.01.2008 tarihinde paftasında yol olarak belirlenmiştir. Eldeki dava, makul süre geçirildikten sonra 03.03.2010 tarihinde açılmıştır. Kadastro sonrası sebep için ise, 20 yıllık süre dolmamıştır.
Hal böyle olunca; davacının davasının reddine karar vermek gerekirken, yukarıda belirtilen ilkeler göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan sebeplerden ötürü 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.