Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/979
Karar No: 2021/1441
Karar Tarihi: 07.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/979 Esas 2021/1441 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/979
KARAR NO: 2021/1441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2018
NUMARASI: 2017/308 Esas- 2018/1054 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Davanın kabulüne dair kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, ipotek veren davalı ..., davacı şirketin asıl borçlu davalı ... AŞ'nden doğmuş ve doğacak alacaklarının teminatı olmak üzere, maliki olduğu taşınmaz üzerinde 22.12.2014 tarihli ve ... yevmiye numaralı ipotek belgesi ile davacı şirket lehine 1. derece 500.000-TL bedelli ipotek tesis ettiği, davacı şirket ile asıl borçlu davalı arasındaki ticari ilişki sonucunda cari hesap ekstresine dayalı 67.561,68-TL tutarında borç doğduğu, davalılara borcun ödenmesi ,aksi takdirde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçileceği hususunda Bakırköy .... Noterliği'nden 18.01.2017 tarihli ve ... yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ancak ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine ,davalı ipotek veren ve borçlu davalı hakkında İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişilmiş ise de davalıların itirazı üzerine takip durduğundan itirazın iptaline ve takibin devamına davalılar aleyhine %20 tazminat verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili , taraflar arasındaki ticari ilişkinin 05.12.2014 tarihinde başlayıp 06.05.2015 tarihinde sona erdiği, davalı ... tarafından doğmuş ve doğacak alacakların teminatını teşkil etmek üzere ipotek tesis edildiği,taraflar arasındaki ticari ilişki devam ederken davacının, davalıya teslim etmediği halde davalı firmaya faturalandırdığı malların bedelini talep ettiği,bu durumun defalarca tekrarlandığı ve düzeltilmediği, bunun üzerine davalı firmanın ticari ilişkiyi sonlandırdığı, davalı firmanın davacı firma ile yaptığı ticari ilişki çerçevesinde davacıdan 451.849,24-TL mal satın alarak teslim aldığı karşılığında 435.299- toplam bedelli çek ve 3.780-TL nakit olmak üzere toplam 439.079-TL ödediği, 4.569,69-TL bakiyenin de satın alma fiat farkı faturası olarak cari hesaptan mahsup edildiği, sonuç olarak taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı davacının davalıdan 8.200,55-TL dışında hiç bir alacağının kalmadığı, buna rağmen davacının, davalıya teslim etmediği malların bedelini tahsil etmeye çalıştığı,davacının faturadaki malları davalıya teslim ettiğini sevk irsaliyesi ile ispatlaması gerektiğini beyanla, müvekkili firmanın davacıya, itiraz etmediği 8.200,55-TL kısım dışında borcu olmadığının tespiti ile kötü niyetli olarak icra takibi açıldığından müvekkili firma lehine % 20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki 5 yıllık ticari ilişki irdelenerek taraflar arasında mal siparişine ilişkin yazılı kayıt usulü bulunmadığı, önceki yıllar fatura ve sevk irsaliyelerinden davalının açık talimatı olmadan üçüncü kişilere mal teslimi yaptığı ve davalının bu teslimlerin bedellerini ödediği ve bu şekilde bir teamül oluştuğu değerlendirilerek 67.561,68-TL üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına takip tarihinden itibaren asıl alacağa %10 yasal faiz uygulanmasına, alacağın %20' si oranında inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalılar vekili; cevap dilekçesini tekrarla davalı borçlu firmanın 8.200,55-TL dışında borcu bulunmadığını, davacı tarafından teslim edilmeyen 10 adet faturadan 59.342,12-TL'lik malların kendilerine teslim edilmediğini davacının haksız talepte bulunduğunu,davacının mal teslimini ispatlaması gerektiği halde, sırf fatura düzenlenmesinin davalının borçlu olduğunu göstermeyeceğini, ilk derece mahkemesince taraflar arasında mal teslimine ilişkin teamül oluştuğuna ilişkin gerekçesinin Yargıtay içtihatları yok sayılarak soyut bir yoruma dayandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesi uyarınca ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır. Bu düzenleme uyarınca davacının, ipotek borçlusu ... hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takibe geçmeden önce ipotek borçlusuna ve asıl borçluya muacceliyet ihtarı göndermesi ve gönderilen bu ihtarın da tebliğ edilmiş olması gerekmektedir. Bu husus takip şartıdır. Bu şart gerçekleşmeden başlatılan bir takibinin usule uygun bir takip olduğu söylenemez... Eldeki somut uyuşmazlıkta ..esas dosyasında ipotek borçlusu ve asıl borçlu hakkında takip başlatılmadan önce davacı tarafça çıkartılan..2010 tarihli, ... yevmiye nolu muacceliyet ihtarının asıl borçlu... tebliğ edilemediği tebliğ şerhinden anlaşılmaktadır. Bu durumda asıl davada davalılar hakkında başlatılmış usulüne uygun bir takip bulunmamaktadır. Usulüne uygun başlatılmış bir takibin bulunması da itirazın iptali davasının şartı olduğundan, asıl davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.(Yargıtay 19 HD nin 2017/4091 esas 2019/1071 karar sayılı 21.2.2019 tarihli ilamı ) İlk derece mahkemesince bu hususda bir inceleme yapılmadığından tebliğ şerhleri ilgili noterlikten getirtilmiş,muacceliyet ihtarının asıl borçluya ve ipotek borçlusu ...'ın bizzat kendisine 19 ocak 2017 tarihinde tebliğ edildiği Dairemizce getirtilen tebliğ şerhlerinden anlaşılmış dava şartının mevcut olduğu belirlenmiştir. Davacı vekili savunmalarında 05/12/2014,15/12/2014 , 16/12/2014. 24/12/2014 tarihli 2 adet, 16/12/2014, 29/12/2014, 22/01/2015, 15/0/2015, 06/05/2015 tarihli toplamı 59.342,12-TL bedelli 10 adet fatura içeriğindeki malların müvekkil firmaya teslim edilmemesine rağmen davacının haksız bir şekilde bedellerini müvekkilinden talep ettiğini savunmuştur. Yapılan bilirkişi incelemesinde de gerçekten davalı tarafça itiraza konu edilen 10 adet fatura muhteviyatı emtianın davalı borçlu şirket dışında 3. şahıslara mal teslimi yapıldığı tesbit edilmiştir. Davacı tarafından 05/12/2014 tarihinden 06/05/2015 tarihine kadar 39 adet fatura düzenlediği bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi; davalı şirketin dışında 3. şahıslara teslim edilen malların daha evvel bedelinin davalı şirket tarafından ödendiği, ticari ilişkinin bu şekilde yürüdüğü, gerekçe gösterilerek sonuca varılmıştır. Ancak takip dayanağı fatura tutarlarının miktarı itibariyle Vergi Dairesine bildirilmesi gerektiğinden ve taraflarca delil olarak ticari defter ve kayıtlara dayanıldığından davalı şirketin bu faturalar ile ilgili -BA- “Büyük Alış” beyannamesi verip vermediği de mahkemece araştırılmamıştır.Davalının 2014/12 ve 2015/1,2,3,4,5 takvim yılı BA formu ilgili Vergi Dairesinden getirtilmiş, davalı şirketin 2014/12 dönemde 23 adet, 2015/1 dönemde 7 adet, 2015/2 döneminde 1 adet, 2015/3 döneminde 2 adet, 2015/4 döneminde 5 adet olmak üzere toplam 38 adet belge ile mal alımı yapıldığı Vergi Dairesi'ne bildirilmiştir. Davalı vekili tarafından mal teslim edilmediği ileri sürülen sadece 06/05/2015 tarihli ... fatura numaralı 1.305,57-TL bedelli faturanın BA formunda bulunmadığı, bu miktarda yasal tutarın altında olduğu için BA formunda bildirilmediği sonucuna varılmıştır. Bu fatura daha evvelki pek çok ihtilaflı,ihtilafsız fatura muhteviyatı gibi ...-... AVM imzasına teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket , icra takibi dayanağı faturalara ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacağı değerlendirilmelidir.Buna göre davalının malları teslim aldığı,teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.Davalının savunması ise mal teslimi yapılmadığı yönünde olduğu ve aksinin kanıtlandığının kabulü gerektiğinden icra takibine vaki itirazların iptali gerekmektedir. Ancak bu sonuca eksik tahkikat tamamlanmak suretiyle varıldığından hükmün kaldırılmasına, hata eksiklik nedeniyle başkaca tahkikat gerekmediğinden yeniden hüküm verilmesine, davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 13. Asliye Ticaret MAhkemesil'nin 2017/308 Esas-2018/1054 Karar, 23/11/2018 tarihli kararının HMK.'nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA, "Davanın KABULÜNE, İstanbul 10. İcra Müd ... E sayılı takip dosyasında davalıların itirazının 67.561,68-TL üzerinden İPTALİNE, alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10 yasal faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, Alacağın %20 si oranında 13.512,33-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, İlk Derece Yargılamasına İlişkin Olarak; Alınması gereken 4.615,14-TL harçtan peşin alınan 1.153,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.461,35-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 1.185,19- TL peşin harçların davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti, 165-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 765-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 7.781,78-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının talep halinde kendilerine iadesine, Davalılar tarafından yatırılan 1.154-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, Davacı tarafça yapılan 42-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.'nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/10/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi