10. Hukuk Dairesi 2014/27567 E. , 2015/7277 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahibi sıfatıyla eş ve baba üzerinden çift ölüm aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1990 yılında yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince ölüm aylığı almakta olan hak sahibi konumundaki davacının 16.09.2013 tarihinde davalı Kuruma başvurarak, söz konusu Kanuna tabi iken 1990 yılında hayatını kaybeden sigortalı babası üzerinden de hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı tahsis isteminde bulunduğu, anılan talebin reddi üzerine işbu davanın açıldığı belirgindir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 68. maddesinin (I) numaralı bendinde Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan erkek çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş, bentteki “erkek” sözcüğü 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle çıkartılmıştır. (VI) numaralı bentte ise sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıkların Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya başladıkları veya evlendikleri takdirde kesileceği açıklanmış, 06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle bende “buralardan gelir veya aylık almaya” ibareleri eklenerek Sosyal Sigortadan, Emekli Sandıklarından aylık veya gelir almaya başlama olgusu, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir. Belirtilmelidir ki bentlerde yazılı “Sosyal Sigorta” sözcüğü Bağ - Kur Genel Müdürlüğü’nü de içine alacak şekilde anlaşılmalıdır.
Diğer taraftan, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar yönünden kanun koyucu tarafından 506 sayılı Kanuna, 09.07.2005 günü yürürlüğe giren 5386 sayılı Kanunun 2. maddesiyle geçici 91. madde eklenerek farklı bir düzenleme yapılmıştır. Maddenin ilk fıkrasında, 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıkların; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya
aylık almaları hariç olmak üzere geri alınmayacağı, 2. fıkrasında, bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıklarının, kesme veya durdurma tarihi itibarıyla istek koşulu aranmaksızın yeniden başlatılacağı öngörülmüş, 6. fıkrasında, 1. ve 2. fıkra gereğince, aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık veya gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olmaları gereken koşulları, ilk kez veya yeniden 06.08.2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocuklarının da aynı esas ve usûllerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılacakları açıklanmış, 5724 sayılı Kanunun 28. maddesiyle değişik 7. fıkrasında da anılan 6. fıkra hükmünün 01.10.2008 tarihine kadar uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir veya aylıkların kesilme nedenleri; evlenme, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışma, kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık alma durumları ile sınırlandırılmış olmakla şu durumda, ölüm sigortasından aylık bağlama koşulları değerlendirilirken temel kural olarak hakkı doğuran ölüm tarihi itibarıyla yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması, bununla birlikte, kanun koyucu tarafından daha sonra gerçekleştirilen lehe yasal değişikliklerden de hak sahiplerinin faydalandırılması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, 506 sayılı Kanunun geçici 91. maddesi karşısında, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacının söz konusu aylığının kendi çalışmalarından kaynaklanmadığı belirgin bulunduğundan hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla babası üzerinden de ölüm aylığına hak kazandığı ve her iki aylığın bağlanması gerektiği açıktır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 gün ve 2012/21-21 Esas - 2012/223 Karar sayılı ilamında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Her ne kadar 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 54. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinde, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından aylık bağlanacağı belirtilerek çift ölüm aylığına olanak tanınmamış ise de anılan düzenleme hakkı doğuran ölüm tarihi itibarıyla yürürlükte olmadığından uygulanamayacağı belirgindir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu istemin reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.