Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/360
Karar No: 2011/2182
Karar Tarihi: 28.02.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/360 Esas 2011/2182 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazları davalıya muvazaalı satış işlemleri ile temlik ettiğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu kayıtlarının iptaliyle adına tescili istemiş; mahkeme ise dava konusu temlik işlemlerinin muvazaalı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalının uzun süre mirise özenle baktığı, murisin hastalığının ağırlaştığı tarihlerin satış tarihleriyle çakışmadığı ve davalının alım gücünün olduğu gibi faktörlere de dikkat çekilerek temliğin mirasçıdan mal kaçırmak amacına dayalı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararda yer alan kanun maddeleri ise Medeni Kanun'un 706 ve Borçlar Kanunu'nun 213. maddeleri ile Tapu Kanunu'nun 26. maddesidir.
1. Hukuk Dairesi         2011/360 E.  ,  2011/2182 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : EREĞLİ(KONYA) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/07/2010
    NUMARASI : 2006/295-2010/436

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakan eşi B’ın, miras bırakanı olan H’nin, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu 126 ada 1, 476, 477, 616, 619, 620 ve 1324 parsel sayılı taşınmazlarını davalı A’ye muvazaalı satış işlemleri ile temlik ettiğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu kayıtlarının iptaliyle adına tescili isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu temlik işlemlerinin muvazaalı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; murisin kardeşi olan davacının, murisin eşine karşı açmış olduğu eldeki davada , taşınmaz satmaya ihtiyacı bulunmayan murisin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı taşınmaz temliklerde bulunduğunu ileri sürdüğü; davalının ise murisin kanser hastası olması nedeniyle taşınmaz satmaya ihtiyacı bulunduğu ve kendisinin taşınmazları almaya ekonomik gücünün olduğunu belirterek davanın reddini savunduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davalı ile oğlunun yurt dışında çalıştıkları, daha sonra miras bırakanı yanlarına aldıkları ve onunla birlikte yurt dışında çalışmaya devam ettikleri, murisin kanser hastası olması nedeniyle mal satmaya ihtiyacının ve davalının da alım gücünün bulunduğu, satış tarihleri ile murisin hastalığının ağırlaştığı tarihlerin çakıştığı anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan, temlik sırasında gösterilen bedellerle gerçek değerleri arasında var olan aşırı fark tek başına muvazaanın varlığını göstermez. Ayrıca, davalının uzun süre murise özenle baktığı, satış bedelinin de yalnızca para ile değil aynı zamanda ivaz yerine sayılabilecek bakım yoluyla da karşılanabileceği, tanık beyanlarına göre de tedavi giderlerinin davalı tarafından karşılandığı gözetildiğinde temliklerdeki asıl amacın diğer mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amacına dayalı bulunmadığı anlaşıldığına göre davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi