15. Hukuk Dairesi 2018/2343 E. , 2018/2082 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, araç tamirinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili taraflar arasında araç tamirinden kaynaklanan hukuki ilişki bulunduğunu, müvekkilinin ... Sanayi Sitesi"nde işlettiği araç tamir atölyesinde davalı şirket bünyesinde bulunan araçların bakım ve onarımlarını muhtelif tarihlerde gerçekleştirdiğini, bakım bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmemesi nedeniyle alacağının tahsili amacıyla ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/1979 Esas sayılı dosyasında ilâmsız takip yapıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, İcra İflas Kanunu 67. maddeye dayalı olarak itirazın iptâline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş mahkemece davacının ticari defterlerini sunmadığı için alacağını ispatlayamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu 355 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre: mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin
delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Taraflardan biri ticari defter tutan tacir durumunda değilse, defter tutan tarafın ticari defterlerinin kendi lehine delil oluşturması mümkün değildir. Ticari defterlere delil olarak dayanılmış olması artık diğer delillere dayanılamayacağı ve ticari defterlerden ortaya çıkan sonucun mutlaka kabul edilmesi gerektiği gibi bir sonucu ortaya koymaz. Ticari defter delilinin kesin delillerden olması da bu sonucu gerektirmez. Bu nedenle ticari defterler delil olarak incelenmiş olsa bile bildirilen diğer deliller de incelenmelidir.
Eser sözleşmeleri, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmelerdir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 366. maddesine göre eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir. Dairemizin bu konudaki yerleşmiş içtihatları ve doktrinde kabul edildiği üzere bundan anlaşılması gereken, işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayicine göre bedelin belirlenmesidir.
6100 sayılı HMK hükümlerine göre; mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (266/1). Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (281/1). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (281/2). Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir (281/3). Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK 282/1).
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu"nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK"nın 07.06.2006 tarihli, 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı ilâmı).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde: mahkemece dava reddedilmiş ise de davacının tacir olduğu anlaşılamadığından ticari defterlere dayanılarak karar verilmesi yerinde olmadığı gibi, akdî ilişkinin varlığını da ortaya koyan veresiye fişleri gözetilmeksizin karar verilmiş olması da doğru olmamıştır. Mahkemece veresiye fişlerinde kayıtlı olan ve davalı adına kayıtlı olan araçların tamir bedellerinin mahalli piyasa rayicine uygun olup olmadığı, uygun değilse mahalli piyasa rayicine uygun iş bedelinin ne olduğu konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, iş bedeli hesaplanarak bu miktar üzerinden itirazın iptâline ve alacak yargılamayı gerektirip likit olmadığından icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde salt ticari defterlerin sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 22.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.