21. Ceza Dairesi 2015/1946 E. , 2015/2447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
I) Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 58/6. maddesinin uygulanmasını gerektiren ve tekerrüre esas alınan ilamın gerekçeli kararda yanlış gösterilmesi ve hüküm fıkrasında ise gösterilmemiş olması bozma nedeni sayılmayacağından, sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamlarından tekerrüre esas olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/275 Esas ve 2002/181 karar sayılı ilamının 5275 sayılı Yasa"nın 108/2. maddesi uyarınca infaz aşamasında esas alınması mümkün görülmekle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile;
5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, yerine, “53. maddenin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkranın diğer bentlerinde yazılı haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nun 204/1. maddesi uygulanarak hükmolunan “2 yıl” hapis cezasının, anılan Yasanın 43. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırılması üzerine “2 yıl 6 ay” yerine “2 yıl 4 ay” olarak yazılması, sonuç cezanın TCK"nun 62. maddesinin tatbiki ile "2 yıl 1 ay" olarak doğru tayini karşısında sonuca etkili görülmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın, şikayetçi adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı ve pasaport kullandığının iddia ve kabul olunması karşısında; dosya içerisinde yer alan İstanbul Kriminal Polis Dairesi"nin 21.08.2008 tarihli ekspertiz raporunda söz konusu belgelerin sahte olduğuna dair herhangi bir kanaat belirtmediği, yine mahkeme gerekçesinde, sanığın üzerinde kendi resmi bulunan şikayetçi ..."ın kimlik bilgilerini içeren iğfal kabilyetini haiz nüfus cüzdanı çıkarttığı, bu nüfus cüzdanı ile pasaport idaresine başvurarak üzerinde kendi resmi bulunan şikayetçi adına düzenlenmiş pasaport aldığı şeklinde kanaate ulaşmışsa da, bu gerekçeyi destekleyen dosyada herhangi bir delil olmadığı gibi sanığın savunmasında söz konusu belgeleri para karşılığı birine yaptırdığını ifade ettiği anlaşıldığından, suça konu sahte nüfus cüzdanının Fatih Nüfus Müdürlüğünden, pasaportun ise İstanbul Pasaport Şube Müdürlüğünden alınmış görünmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, belgelerin ilgili kurumlardan alınmış olup olmadığı sorulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri ve değerlendirilmesi ile eylemlerin zincirleme suç oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de; 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 29.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.