Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, davalılar ile birlikte ortak kök miras bırakanları adına kayıtlı 544 parsel sayılı taşınmazın tamamını davalıların kullandıklarını ve kendilerinin kullanımına izin vermediklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, bir kısım davalılar ise birleşen davalarında, dava konusu taşınmazın kendi murislerine haricen satıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davanın kanıtlandığı gerekçesi ile kabulüne, birleşen davanın ise koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.02.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil H. Ç. ile vekili Avukat İ. Ü. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı asiller ve davacılar vekili Avukat gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 544 parsel sayılı taşınmazın tarafların murisi H. adına kayıtlı olduğu, eldeki davanın yargılaması sırasında dava dışı A. S."un açtığı tapu iptal tescil davası sonucunda bir kısım H. payının A. adına tesciline karar Verilip kesinleştiği ve taşınmazda H. ile birlikte kayden paydaş kılındığı anlaşılmaktadır.
Asıl davanın davacıları, anılan taşınmazdan yararlandırılmadıklarını ileri sürerek, eldeki davayı açmışlar, M. R. mirasçıları olan bir kısım davalılar ise asıl davanın davacıları aleyhine, kayıt maliki H."nin taşınmazını kendi murislerine haricen sattığını ve asıl davanın davacılarının bu taşınmazda bir haklarının bulunmadığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Somut olayda, paylı mülkiyet üzere olan çekişmeli taşınmazda tüm paydaşları kapsayacak biçimde eylemli bir kullanma biçiminin oluşmadığı sabittir. Diğer taraftan davacıların söz konusu taşınmazdan yararlandırılmadıkları da anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 688 ve takip eden düzenlemelerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümleri gözetilmek ve uygulanmak suretiyle davacıların payı oranında davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ancak, davada vekil ile temsil edilen davacı H. Karakaya yargılama sırasında vekilini azletmiş, davasını takip etmemiş olduğundan onun hakkındaki davanın HUMK"nun 409/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verileceği yerde kabul kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi, bunun payına tekabül eden değerin harç hesabında dikkate alınmaması gerekirken bu değer dahil edilerek harca hükmedilmesi; öte yandan, davalılar ayrı ayrı bölümleri kullandıkları halde hangi davalının nereyi kullandıkları belirlenmek ve buralara tekabül eden değer üzerinden ayrı ayrı vekalet ücreti ve harcın hüküm altına alınması gerekirken anılan hususunda gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Ayrıca birleşen davanın ise, koşulların oluşmadığından mahkemece reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yok ise de, birleşen dava reddedildiğine göre birleşen davanın davalıları lehine vekalet ücreti takdir ve tayin edilmemesi ayrıca maktu red harcından davacının sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi de doğru değildir.
Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalı vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, 25.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.