16. Hukuk Dairesi 2020/8588 E. , 2020/4997 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2012/15217 – 2013/6088 Esas-Karar sayılı bozma ilamında özetle: "yetersiz inceleme sonucu karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek; dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının belirlenmesi yönünden dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritalarının getirtilip bu belgeler Ziraat Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir Harita-Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanmak suretiyle, dava konusu yerin bu belgelerdeki konumu belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğünün, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığının belirlenmesi; bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınması; parselin öncesinin ne olduğunun, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiğinin, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğünün, imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıklarının sorulup saptanması; taşınmazın eski ve yeni niteliği ile aktif dere yatağında kalıp kalmadığı konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınması; keşif sırasında taşınmazın çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulması; davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idarî tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişilerin tanık sıfatıyla dinlenilmesi; davacının belgesiz zilyetlik yoluyla kuru dere yataklarının imar ve ihya edilmek suretiyle TMK 713. maddesindeki koşulların oluşması halinde zilyetlikle kazanılabilecekleri gözönünde bulundurulmak suretiyle, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kısmen kabulü ile, ... Mahallesinde bulunan ve fen bilirkişisinin krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 470,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve Orman İdaresi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK 713. Maddesi gereğince, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Bu nitelikteki davalarda TMK 713/3 maddesi gereğince Hazinenin ve ilgili Tüzel Kişiliklerin yasal hasım olarak davada yer almaları zorunludur. Ne var ki, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı kanun gereğince taşınmazın bulunduğu "Antalya" ilinde Büyükşehir Belediyesi kurulmuş olduğundan davada, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın da ilgili kamu tüzel kişisi olarak yer alması zorunlu olduğu halde bu yön gözardı edilerek esasa ilişkin karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; çekişmeli taşınmaz bölümünün eski tarihli ve dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki durumunun incelenmemiş, temyize konu taşınmaz bölümünün orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının usulünce araştırılmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca Mahkemece öncelikle davacıya, davasını Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na da yönelterek taraf teşkilinin sağlanması için süre ve imkan tanınmalı; bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan tüzel kişiliğin savunma ve delilleri sorulup, toplanmalı; yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 1975, 1980, 1985 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman ile taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ve dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde kesinleşip kesinleşmediği ve onay tarihi, ayrıca dava konusu taşınmazın imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritalar ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden inceleme ve keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle temyize konu taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak, dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği dehava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın önceki ve halen niteliğinin ne olduğu, kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı ve temyize konu bölümün 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 17/2. maddesinmde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığı açıklattırılmalı; klizimetre (eğim ölçer) cihazı ile taşınmazın bölümlerinin gerçek eğiminin (en düşük, en yüksek ve ortama eğiminin) memleket haritasındaki münhanilerden de yararlanılarak belirlenmeli; taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise ne şekilde işlem gördüğü keşfen de tespit edilmeli; ayrıca orman sınır noktaları, tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki, tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden taşınmazın toprak yapısını, önceki ve halen mevcut niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın orman içi açıklık olması halinde zilyetlikle iktisabının mümkün olamayacağı, öncesinin orman veya 6831 sayılı Kanun"un 1/J maddesi kapsamında eğimi % 12"yi aşan ve dolayısıyla toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar yeterli zilyetlik süresinin dolup dolmadığı gözetilmeli; bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususular gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.