22. Hukuk Dairesi 2015/2858 E. , 2015/7084 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... adına Avukat ... ile davalılar ... Müdürlüğü adına Avukat ..., ... Mad. Taş. San. Tic. Ltd. Şti. ... Taş. San. Tic. Ltd. Şti. adına Avukat ... aralarındaki dava hakkında ... İş Mahkemesince verilen 11.09.2014 tarihli 2013/161 esas ve 2014/432 karar sayılı kararın davalı ... Müdürlüğü vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.11.2014 tarihli 2014/31003 esas ve 2014/33429 karar sayılı ilamı ile hükmün BOZULMASINA karar verilmiş; davacı vekili, kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.02.1988 tarihli 1987/2-520 esas ve 1988/89 karar sayılı kararında, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli 1957/13 esas ve 1959/5 karar ile 09.05.1960 tarihli 1960/21 esas ve 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere, Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Dairemizin bozma ilamında, kesinleşen tespit kararından sonra davalı ile hizmet alım sözleşmesi imzalayan tüm alt işverenlerin davaya dahil edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, uyuşmazlığın niteliğine göre sadece fesih tarihinde yürürlükteki hizmet alım sözleşmesinin tarafı olan alt işverenin davada davalı sıfatıyla yer alması gerekli ve yeterli olup, halihazırda eldeki davanın davalıları arasında, fesih tarihinde yürürlükteki hizmet alım sözleşmesinin tarafı olan alt işverenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraf teşkili sağlanmış vaziyettedir. Diğer taraftan, bozma ilamında davacının hangi alt işverenler nezdinde çalıştığı hususunda dosya içeriğinde bilgi olmadığı belirtili ise de, davacının uyuşmazlığa konu dönemde çalıştığı alt işverenlerin bilgileri, dosya içeriğindeki ...lik kurumu kayıtlarından tespit edilebilmektedir. Ayrıca, bozma ilamında yer alan, değerlendirilmesi gerekli hizmet alım sözleşmesine yönelik açıklamaların yetersiz olduğu, daha ayrıntılı açıklamalara yer verilmesi gerektiği de anlaşılmaktadır. Açıklanan bu yönlerden, maddi hataya dayanan Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kayden altişveren şirket işçisi olarak çalıştığını, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunu, müvekkilinin .... Müdürlüğü işçisi sayılması gerektiğini, iş sözleşmesinin işverence geçerli veya haklı sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Müdürlüğü vekili, davacının hizmet alım sözleşmelerinin tarafı olan yüklenici şirketlerin işçisi olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yapılan hizmet alım sözleşmelerinin kanuna uygun olduğunu, muvazaalı olmadığını, davacının daha önce açtığı işe iade davasının derdest olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve Tic. Ltd. Şti ve ... Ltd. Şti. vekili, müvekkili ...Şti. ile davacı arasında herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, davacının müvekkillerinden ... Ltd. Şti. işçisi olarak belirli süreli iş sözleşmesiyle bir dönem çalıştığını, yapılacak iş sona erdiğinden belirli süreli iş sözleşmesinin de sona erdiğini, davacının talebinde haksız olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olması sebebiyle davalı alt işveren ... Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin davacının işvereni olarak kabul edilemeyeceği, diğer davalı şirket ile davacı arasında ise herhangi bir ilişki olmadığı, iş sözleşmesinin feshinde geçerli veya haklı sebebin bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... Müdürlüğü yönünden davanın kabulüne, diğer davalı şirketler hakkında ise taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı ... Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka ilişki muvazaaya dayanmamalıdır. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.
6001 sayılı ... Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür. Sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı yeterli derecede araştırılıp değerlendirilmemiştir.
Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı, ... İş Mahkemesince görülen tespit davası ile ... İş Mahkemesince görülen alacak ve işe iade davaları neticesinde verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı kabul edilmiş ve kararlar temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş ise de, her hizmet alım sözleşmesinin kendi dönemi ve şartlarında değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğinden, önceki hizmet alım sözleşmelerinin kanuna uygun kurulmamış olması veya muvazaalı olması, sonrakilerin de aynı şekilde kanuna uygun kurulmadığını ya da muvazaaya dayandığını göstermez. Daha sonra yapılan sözleşmenin ayrıca kanuna uygunluk ve muvazaa yönünden değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Diğer taraftan, davacının tarafı olmadığı davalarda verilen kararlardaki muvazaa kabullerinin, eldeki dava bakımından bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Eldeki dava işe iade davasıdır. Uyuşmazlığa konu fesih, 31.03.2013 tarihinde gerçekleşmiştir. Söz konusu fesih tarihi itibariyle yürürlükteki hizmet alım sözleşmesi, davalı ... Müdürlüğü ile davalı ... Taş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanmış olup, yürürlüğü 01.01.2013-31.03.2013 tarihleri arasıdır. Söz konusu hizmet alım sözleşmesinin, davacının daha önce açtığı davalar neticesinde verilen ve kesinleşen yargı kararlarına konu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, kesinleşmiş karara konu olmayan ve fesih tarihi itibariyle yürürlükte olan söz konusu hizmet alım sözleşmesinin ( 01.01.2013-31.03.2013 yürürlük tarihli), davacının işyerinde yürüttüğü iş açısından, 6001 sayılı ... Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun"un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığının değerlendirilmesi ve neticeye sonuca gidilmesi gereklidir.
Dosya içeriğinde, uyuşmazlığın çözümünde değerlendirilmesi gereken 01.01.2013-31.03.2013 tarihleri arasında yürürlükte bulunan hizmet alım sözleşmesi ile sözleşmenin idari şartnamesi ve iki adet özel teknik şartnamesi mevcuttur. Ancak, sözleşmenin 8. maddesinde ihale dökümanını oluşturan belgeler arasında sayılan, yapım işleri genel şartnamesi, uygulama projesi, mahal listesi ve genel teknik şartnamesi ile sözleşmenin 12. maddesinde bahsi geçen iş programı dosya içeriğinde bulunmamaktadır. Ayrıca, sözleşme ve teknik şartnamenin ilgili maddelerinde, teknik personel, makine, teçhizat ve ekipmanlara ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, söz konusu maddeler uyarınca, yüklenici firma tarafından temin edilmesi gereken teknik personel, makine, teçhizat ve ekipmanlara ilişkin listeler de dosya kapsamında yoktur. Mahkemece, bahsi geçen eksik belgelerin davalı kurumdan celp edilmeyerek değerlendirilmeden sonuca gidilmesi hatalıdır. Anılan sebeplerle, söz konusu belge eksiklikleri giderilmeli ve ardından dosya kapsamı nazara alınarak, 01.01.2013-31.03.2013 tarihleri arasında yürürlükteki hizmet alım sözleşmesinin, davacının işyerinde yürüttüğü iş açısından, 6001 sayılı ... Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun"un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığı belirlenmeli, ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığı değerlendirilmelidir. Feshin geçerli veya haklı sebebe dayanıp dayanmadığı yönündeki uyuşmazlık da çözümlenerek bir sonuca gidilmelidir.
Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 24.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.