10. Hukuk Dairesi 2015/3135 E. , 2015/7243 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Rücûan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın, davalılar ... ve ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesini davacı ile davalılar ... İnşaat Ticaret A.Ş. ve ... İnşaat Sanayi A.Ş. avukatlarının istemesi; davalı ...Ş. avukatının katılma yoluyla temyiz istemesi ve davalılar ... İnşaat Ticaret A.Ş. ve ... İnşaat Sanayi A.Ş. avukatlarının duruşma talep etmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.04.2015 günü tayin edilerek taraflara çağrı kâğıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı ... İnş. Tic. A.Ş. ile davalı ... adına Av. ... ve ... , duruşmalı temyiz eden davalı ... İnş. San. A.Ş. ve davalı ... adına Av. ... ile karşı taraf adına Av. ... geldiler. Diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Davalı ...Ş. avukatının temyiz talebi yönünden;
Hüküm iş mahkemesi tarafından verilmiş olup, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre, iş mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Somut olayda; anılan davalı avukatına hüküm 22.10.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak, süresinde hükmü temyiz etmemiştir. Davalı avukatı, katılma yoluyla 07.11.2014 tarihinde temyiz dilekçesi vermiştir.
Katılma yoluyla temyiz, normal temyiz süresi içinde mahkeme kararını temyiz etmiş veya etmemiş olmasına bakılmaksızın, diğer tarafın temyiz dilekçesi kendisine tebliğ edilen karşı tarafa normal temyiz süresine ek olarak temyize cevap süresi içinde
hükmü temyiz edebilme hakkı tanımakta olup, HUMK"nin 2494 sayılı Kanun ile değişik 433. maddesinde düzenlenmiştir. Ne var ki, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 15. maddesi hükmüne göre, ancak, son kez anılan Kanunda düzenleme boşluğu bulunması hâlinde, bu boşluğun Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu ile doldurulması imkanı vardır. Bir başka anlatımla, şayet İş Mahkemeleri Kanunu"nda hüküm varsa, Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"ndaki hükümlerin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8 maddesinde ise, cevap (katılma) yolu ile temyiz hakkından yararlanma yetkisi verilmemiştir. Bu nedenle; iş mahkemelerinde katılma yoluyla temyiz mümkün olmadığından,... Sigorta A.Ş. avukatının temyiz dilekçesinin reddine;
2-)Davacı ve davalılar... İnşaat Ticaret A.Ş. ve ... İnşaat Sanayi A.Ş. avukatlarının temyiz itirazlarına gelince;
5510 sayılı Kanunun İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 21. maddenin birinci fıkrası hükmü, sigortalıya ya da ölümü hâlinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücûan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücûan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin dördüncü fıkrası üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilebilecektir. Anılan fıkrada geçen “çalıştıranlara” ibaresi, zararlandırıcı sigorta olayına neden olan üçüncü kişinin işverenlerini ifade etmekte olup; söz konusu işverenlerin sorumluluğu için, iş kazası veya meslek hastalığının oluşmasında kusurunun bulunduğunun saptanması gerekir.
Anılan madde kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, hükme dayanak alınan kusur oran ve aidiyetlerinin maddî olayla uyum içinde olması gerekir. Buna göre maddî olguyu tespit etmek hakime ait bir görevdir ve öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa, çelişkiler ve eksiklikler giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddî olgular doğrultusunda kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; davadışı araç işleteni ... ve Karayolları Genel Müdürlüğü"nün ilgili birimine kusur verilmesine ilişkin nedenler yerinde görülmemiş olup, ... "a kusur verilme nedeni olan acemi sürücüye servisin emanet edilmesi nedenine ilişkin olarak, sürücü ..."un çok uzun süredir "E" sınıfı sürücü belgesine sahip olduğu ve kazanın meydana geldiği
yolun uygun olmadığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin, hatta yolun Karayolları Genel Müdürlüğü"nün sorumluluk alanında olup olmadığına ilişkin herhangi bir belgenin dosya içerisinde olmadığı görüldüğünden hükme dayanak olarak alınan kusur bilirkişi raporunun maddî veri ve vakılara açıkca aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalar çerçevesinde maddi olgunun nasıl meydana geldiğine ilişkin kusur belirlenmesine etkili olabilecek bütün kuşkular, yapılacak inceleme ve araştırma ile giderildikten sonra konuda uzman bilirkişiden gerçek kusurlu olan/olanlar ile kusur oranlarının belirlendiği rapor alınarak yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmeli; kusur sorumluluğu düzenlemesini içeren davanın dayanağı Kanun maddesi gereğince davaya konu edilen kazada kusuru olmayan davalılar hakkında davanın reddine karar verilmesi gerektiği; ayrıca 6111 sayılı Kanunun 59 ve geçici 1. maddelerinde düzenlenen şartların gerçekleşmesi halinde trafik kazası sonucunda yapılan tedavi bedellerinin rücûan tahsilinin sözkonusu olmadığı özellikle dikkate alınmalıdır.
Mahkemenin, bu maddî ve hukukî olguları gözardı ederek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılar ... İnşaat Ticaret A.Ş. ve ... İnşaat Sanayi A.Ş. avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı ... İnş. Tic. A.Ş. ve ... İnş. San. A.Ş."ye iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 1.100,00 TL avukatlık parasının duruşmalı temyiz eden davalılardan ve duruşmalı temyiz eden davalılar avukatı yararına 1.100,00 TL avukatlık parasının davacıdan alınmasına, 14.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.