14. Hukuk Dairesi 2016/18728 E. , 2020/6168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.09.2014 gününde verilen dilekçe ile İcra ve İflas Kanunun 121. maddesinden kaynaklanan ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenildiği mahkemece posta giderinin süresinde yatırılmadığından 09.08.2016 tarihli ek kararla davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verildiği ek kararın davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ..."ın davacıya olan borcundan dolayı icra takibi başlatıldığını, borçlunun murisi ..."ın mülkiyetinde olan 106 parsel ve 1464 ada 3 parsel sayılı taşınmazda borçlunun hissesine alacak nedeniyle haciz konulduğunu ve icra mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili; yargılama sırasında 106 parsel sayılı taşınmazdaki talebinden feragat etmiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; 106 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, 1464 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştüğünden davacının dava açmakta hukuki yararı kalmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiş, mahkemece davacının temyiz masraflarını yatırmaması nedeniyle temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına dair ek karar verilmiş, bu ek kararı da davacı vekili temyiz etmiştir.
HUMK"nun 434/son maddesinde; temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödeneceği bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlattırılacağı, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun temyiz edene yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği, bu kararın da temyiz edilmesi halinde ise; 432. maddenin son fıkrası hükmünün kıyasen uygulanacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin mahkeme kararını süresi içerisinde temyiz ettiği, mahkemece davacının temyiz masraflarını yatırmaması nedeniyle davacıya muhtıra tebliğ edildiği, davacı vekilinin muhtıranın tebliğinden itibaren belirtilen süre içerisinde eksik temyiz masraflarını yatırmaması nedeniyle de temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına dair ek karar verildiği, ancak mahkemece davacı vekiline tebliğ edilen muhtırada gider avansı olarak yatırılması istenilen miktarın ayrıntısının ve yapılması gereken hangi gidere ilişkin olduğunun açıklanmadığı gibi hali hazırda ne kadar gider avansı mevcut olduğu ve ne kadar eksiklik bulunduğu da belirtilmediğinden muhtıranın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına dair ek kararın kaldırılmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı icra hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.
Somut olaya gelince; davanın açıldığı tarihte davalıların dava konusu taşınmazlarda elbirliği halinde malik olduğu, dava tarihinden sonra 04.11.2014 tarihinde tapuda intikallerin yapıldığı ve davalı borçlu ..."ın dava konusu taşınmazlarda paylı malik haline geldiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın açıldığı tarihte davacının hukuki yararı bulunduğundan, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin borçlu davalı üzerinde bırakılması gerekirken, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve davacı alacaklının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş ise de; belirtilen hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3 numaralı bendinde yer alan ""Bakiye 4 TL"nin"" ibaresinden sonra gelen ""Davacıdan"" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "Davalı borçlu ..."dan"" ibaresinin eklenmesine, hükmün 4 numaralı bendinin hüküm sonucundan çıkarılmasına, yerine "Davacı tarafından yapılan 1.098,00TL yargılama giderinin (450,00TL bilirkişi ücreti, 206,30TL keşif harcı, 53,00TL keşif gideri, 363,50TL müzekkere ve tebligat masrafı ve 25.20 TL peşin başvuru harcı) davalı borçlu ..."dan alınarak davacıya verilmesine" ibarelerinin yazılmasına ve hükme 6. bent olarak "Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.500,00TL vekalet ücretinin davalı borçlu ..."dan alınarak davacıya verilmesine" ibarelerinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 14.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.