Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/871 Esas 2011/1957 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/871
Karar No: 2011/1957
Karar Tarihi: 23.2.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/871 Esas 2011/1957 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, tapu iptali ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkeme, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davada yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılması doğrudur. Genel kuralın istisnası olarak hak düşürücü sürenin hukuki niteliği dikkate alınarak, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücreti tayin edilip edilemeyeceğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilebilmesi için hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan hak düşürücü süre
- 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi
- 6099 Sayılı Yasanın 16. Maddesiyle düzenlenen 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesi
- HUMK'nun 440. Maddesi
- HUMK'nun 428. Maddesi

1. Hukuk Dairesi 2011/871 E. , 2011/1957 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : EDREMİT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2009
NUMARASI : 2007/686-2009/846

Taraflar arasındaki davadan dolayı Edremit 2.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 30.12.2009 gün ve 2007/686 esas, 2009/846 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 14.10.2010 gün ve 10581-10447 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de, kadastro tespit tarihi ile dava tarihi arasında 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı Hazinenin, öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Diğer taraftan, yargılama sırasında yürürlüğe giren 11.1.2011 tarih ve 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle düzenlenen 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde;"... yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği..." hükmünün getirilmiş olması karşısında, yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılması da doğrudur.
Öte yandan, kural olarak davacının davasında haksız çıkmış olması halinde, davalı lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti tayini gerekeceği açıktır.
Ne varki, genel kuralın istisnası olarak hak düşürücü sürenin hukuki niteliği, yerleşik Yargıtay kararları ve yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği hususları birlikte gözetilerek, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücreti tayin edilip edilemeyeceğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Değinilen husus, karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, Hazinenin karar düzeltme isteğinin HUMK."nun 440.maddesi uyarınca kabulüyle, Dairenin 14.10.2010 tarih 10581-10447 sayılı onamı ilamının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 30.12.2009 tarih 686-846 sayılı kararının HUMK."nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.