Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/11481 Esas 2010/24278 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK’nun 4949 Sayılı Kanun ile değişik 169/a-6. fıkrasının ilk cümlesi aynen; “Borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötüniyeti  veya ağır kusuru bulunan alacaklı takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere …tazminata mahkum edilir” yasal düzenlemesini içermektedir. İcra mahkemesince,  borçlunun istemi, sadece takip dayanağı çeklerin zamanaşımına uğraması nedeniyle işin esası incelenmeksizin kabul edildiğinden ve dolayısıyla borçlu yararına tazminata hükmedilmesi   için anılan maddede öngörülen "İtirazın esasa ilişkin nedenlerle kabulü" şeklindeki koşul oluşmadığından alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olduğu gibi, icra mahkemesine itiraz ve şikayet olarak yapılan başvurularda harç ve vekalet ücretine maktu  olarak hükmedileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.  
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.