Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3304
Karar No: 2019/5370
Karar Tarihi: 02.12.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3304 Esas 2019/5370 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirketin davacı şirketin intifa hakkı sahibi olduğu taşınmazda haksız işgalci konuma düşmesi nedeniyle açılan el atmanın önlenmesi davası sonucunda ıslah edilerek ek olarak ecrimisil tazminatı talebiyle açılan ek dava hakkında verilen karar incelendi. Asıl dava intifa hakkına dayalı el atmanın önlenmesi davası iken intifa süresinin sona ermesinden sonra konusuz kalmıştır. Ek dava ise sözleşmenin feshinden intifa süresinin sona ermesine kadar geçen süre için ecrimisil tazminatı davasıdır. Ancak sözleşmede ecrimisil tazminatı gerekmesi halinde cezai şart adı altında tahsilini öngören bir hüküm bulunmaktadır ve bu nedenle birleşen dava açılamayacağından hüküm BOZULMUŞTUR. HMK'nın 114/1-ı maddesi gereğince aynı davanın daha önce açılmamış olması gerekmektedir ve bu husus dikkate alınmadan birleşen davanın esası hakkında karar verilmiştir.
HMK'nın 17. maddesi gereğince sınırlı ayni haklardan kaynaklanan davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. HMK'nın 12. maddesi ise yetki sözleşmelerine müdahale edemeyeceğimizi belirtir. Aynı kanunun 114/1-ı maddesi ise aynı davanın daha önce
19. Hukuk Dairesi         2018/3304 E.  ,  2019/5370 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasının usul bozmasına uyularak yapılan yargılaması ve bozma kararı sonrası açılan birleşen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacı şirketin bayisi olan davalının taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi tek taraflı ve haksız yere feshetmesi nedeniyle davacı şirketin intifa hakkı sahibi olduğu taşınmazda davalının haksız işgalci konumuna düştüğünü ileri sürerek davacı şirkete ait taşınmaza haksız elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, bayilik sözleşmesi ile intifa hakkı sözleşmelerinin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/40 sayılı dosyasında davalının davacıya karşı açmış olduğu alacak davasında alınan bilirkişi raporunda sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin belirtildiğini ve davalının davacıdan alacaklı olduğunun tespit edildiğini, sözleşmenin feshi ile birlikte intifa hakkının da sona erdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinde Bakırköy Mahkemelerinin yetkili kılındığı, HMK"nın 17.maddesi hükmü gereğince genel yetkili mahkemede dava açılamayacağı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/8725 esas ve 2016/570 karar sayılı ve 22/01/2016 tarihli ilamında yer alan, “Uyuşmazlık Bayilik Sözleşmesi nedeniyle tesis edilen intifa hakkından kaynaklanan müdahalenin men"i istemine ilişkindir. Dava taşınmazla ilgili olup sınırlı ayni haktan kaynaklanmış olması sebebiyle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi, kesin yetki kuralıdır. Bu yetki kuralı kamu düzeniyle ilgili olduğundan taraflar bu yetki kuralına karşı yetkili yer belirleyemezler. Kaldı ki HMK"nın 12.maddesinde bu konuya açıklık getirilmiştir. Bu durumda mahkemece taşınmazın bulunduğu Kaynarca Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilerek, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamını müteakip davacı vekili, el atmanın önlenmesi olarak açılan davada intifa hakkının 21.01.2016’da süresi dolduğundan sona erdiğini, davalı sözleşmenin feshi tarihinden intifa hakkının sona erdiği tarihe kadar taşınmazı davacıya teslim etmediğinden bu tarihlere ilişkin ecrimisil taleplerinin olduğunu, davayı ecrimisil tazminatı olarak ıslah ettiklerini belirterek, ecrimisil tazminatının avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dosyada alınan bilirkişi raporu sonrası davacı vekili daha evvel ıslah yapıldığından ve yeniden ıslah yoluyla talep arttırılamayacağından ecrimisil alacağına yönelik ek dava açarak davalının haksız işgalinden dolayı 70.529,23 TL ecrimisil alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, asıl dava hakkında verilen usul bozmasına uyularak yapılan yargılama ve bozma kararı sonrası açılan ve asıl dava ile birleştirilen ek dava ile ilgili yapılan yargılama sonunda dosya kapsamı ve kısmen benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın el atmanın önlenmesi davasında asıl arsa sahibi ile yapılan intifa hakkı sözleşmesinin süresinin 2016 Ocak ayı itibari ile sona erdiğinden bahisle davasını ıslah ederek tazminat talep ettiği fakat ıslaha yönelik gerekli harç ikmali yapılmayıp dava değeri belirtilmeden sunulan dilekçe ile bir kere ıslah yapılmış sayılacağı fakat geçerli olmadığı, davacının yeniden ıslah yapılamayacağından bahisle ek dava açarak 17.01.2013 tarihi ile intifa hakkının sona erdiği 21.01.2016 arasındaki ecrimisil bedelini talep ettiği, bilirkişilerce yapılan ecrimisil bedeli hesabında sürelerin yanlış hesaplandığı fakat m² değerleri uygun bulunduğundan ek rapor alınmayıp mahkemece hesaplama yapıldığı gerekçesiyle birleşen davada davacının ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, asıl dava yönünden geçersiz ıslah nedeniyle davanın halen el atmanın önlenmesi niteliğini koruduğu, karar tarihi itibariyle de intifa hakkı sona eren davacının el atmanın önlenmesini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl dava intifa hakkına dayalı el atmanın önlenmesi davası iken davanın devamı sırasında intifa süresi sona erdiğinden asıl dava konusuz kalmıştır. Davacı vekilinin bu dosyada bozmadan sonra yaptığı ıslahın mahkemece geçersiz sayılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Birleşen dava ise sözleşmenin feshinden intifa süresinin sona ermesine kadar geçen süre için ecrimisil tazminatı davasıdır. Ancak dosya içindeki sözleşmeden ve davacı vekilinin açıklamalarından sözleşmede ecrimisil tazminatı gerekmesi halinde bunun cezai şart adı altında tahsilini öngören bir hüküm bulunduğu ve bu hususta Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/454 esasına kayden bir dava açıldığı anlaşılmaktadır. Birleşen dava ise 17.01.2018 tarihinde açılmıştır. Bu durumda HMK’nın 114/1-ı maddesinde yer alan aynı davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olmaması şeklindeki dava şartının değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan birleşen davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış, kabule göre de asıl ve birleşen davaların karar başlığında ayrı ayrı gösterilmemiş olması ve hüküm fıkrasında asıl ve birleşen davalarla ilgili harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmemiş olması da doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davalısına iadesine, 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi