Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3312
Karar No: 2019/5369
Karar Tarihi: 02.12.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3312 Esas 2019/5369 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/3312 E.  ,  2019/5369 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tic. Mah. Sıf. )


    Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının usul bozmasına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalılar ... Varlık Yönetim A.Ş. ve ... Varlık Yönetim A.Ş. yönünden reddine, davalı ... A.Ş. yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekilinin Turgutlu Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde tüketici mahkemesi sıfatıyla görülmek üzere açtığı davanın dilekçesinde, davalı banka ile dava dışı ... arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesini davacının 5.000,00 TL limitle kefil sıfatı ile imzaladığını, davacının kefil olduğu kredi borcunun ödenerek kapandığını, daha sonra dava dışı asıl borçlu ... "in limit artırım sözleşmesi ile kredi limitini artırarak kredi kullandığını, davacının limit artırımlarında imzası bulunmadığından kefalet sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek davacı hakkında yapılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile davacının maaşından kesilen paraların istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili, alacağı davalı ... Bankasına geri temlik ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili katıldığı duruşmada davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu ... arasında imzalanan ve davacının kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredi borcunun ödenmiş olması ve sonradan limit artırımına ilişkin sözleşmelerde davacı kefilin imzasının bulunmaması nedeniyle kefilin sorumluluğunun sona erdiğinin sabit olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, dava konusu alacak geri temlik anlaşması ile davalı bankaya temlik edildiğinden davalı ... Varlık Yönetim A.Ş. ve çatısı altında birleştiği ... Varlık Yönetim A.Ş. yönünden sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2016/16644 esas ve 2017/3116 karar sayılı ve 18/04/2017 tarihli ilamında yer alan “...uyuşmazlığın genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, TTK’nın 4. maddesine göre mutlak ticari davalardan olduğu, dolayısıyla ticari dava niteliğindeki davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmayacağı” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece usul bozmasına uyularak yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı banka ile dava dışı ... arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin limitinin 5.000,00 TL olduğu, davacının kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı, limit artırımına ilişkin sözleşmede davacı kefilin imzasının bulunmadığı, davacının kefil olduğu miktar olan 5.000,00 TL"nin ödendiği, İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1731 sayılı dosyasında dava dışı ..., ... ve davacı aleyhine 119.489,06 TL tutarlı takip başlatıldığı, davacıdan toplam 9.226,70 TL"nin tahsil edildiği, davacı kefilin imzaladığı kredi tutarının ödenmiş olması ve daha sonradan limit artırımına ilişkin sözleşmelerde davacı kefilin imzasının bulunmaması nedeniyle kefilin sorumluluğunun sona erdiğinin sabit olduğu, davacıdan cebri icra suretiyle tahsil edilen 9.226,70 TL"nin davalı ... Bankasından alınarak davacı kefile ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı ... Varlık Yönetim A.Ş. ve çatısı altında birleştiği ... Varlık Yönetim A.Ş.’nin ise alacağı davalı bankaya geri temlik anlaşması ile devretmesinden dolayı herhangi bir sorumluluğunun kalmadığının anlaşılması nedeniyle bunlar yönünden davanın reddine, alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması nedeniyle ve davalı alacaklının alacağını takibe koymakta kötü niyetli olmaması nedeniyle kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı banka ile dava dışı ... arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 5.000,00 TL limitle imzalandığını daha sonraki limit artışlarında imzasının bulunmadığını buna rağmen kendi kefaleti kapsamında kullanılan kredi ödendiği halde daha sonra kullanılan kredilerden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan ilamsız takibe itiraz edemediği için takibin kesinleştiğini ve maaşından haciz yapıldığını belirterek takipten dolayı borçlu olmadığınının tespitini ve yapılan tahsilatların istirdatına karar verilmesini istemiştir. Davalı banka davacının kefaleti nedeniyle tüm borçtan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davacı, davalı banka ile dava dışı kredi müşterisi arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini 5.000,00 TL limitle kefil olarak imzalamıştır. Daha sonra genel kredi sözleşmesinde limit artışları olmuşsa da bu artışlarda davacının kefalet imzası bulunmamamaktadır. Bu itibarla bu kredi kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçtan sorumluluğu sadece kefalet limiti olan 5.000,00 TL ile sınırlıdır. Bu kredi sözleşmesi bir çerçeve sözleşme olup bu sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin bir an için ödenerek borç bakiyesinin sıfır olması kefillerin kefaletini sona erdirmez ve tekrar kullandırılan kredilerde yine kefalet miktarı ile sorumlu olmaya devam ederler.
    Mahkemece, Dairemizin içtihatlarında açıkça belirtildiği gibi kefilin sorumluluğunun asıl borç, kefalet limiti ve kefilin kendi temerrüdünden doğan sorumluluktan ibaret olduğu dikkate alınarak konusunda uzman bankacı bir bilirkişi görevlendirilip gerektiğinde banka kayıtları üzerinde de inceleme yaptırılarak davacı kefilin sorumluluğunun kapsamı belirlenip yapılan takiple bunu aşan kısım yönünden davacının menfi tespit talebinin kabulü ile daha sonra davacıdan yapılan tahsilatlar da takip dosyasından net bir şekilde belirlenip davacının sorumluluğunu aşan bir tahsilat yapılmışsa bu miktarın da davalıdan istirdatı ile davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken konusunda uzman olmayan hesap bilirkişisi genel unvanlı bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."na iadesine, 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi