Esas No: 2021/21225
Karar No: 2022/2403
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/21225 Esas 2022/2403 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel mahkeme, sanığın işyerinde sahte bandrollü ve bandrolsüz kitap ele geçirilmesi nedeniyle 5846 sayılı Yasaya aykırılık suçu işlediğine karar vererek, hükümlülük ve müsadere cezası vermiştir. Temyiz edilen kararda ise, sanığın fiilinin TCK'nun 44. maddesi aracılığıyla 5846 sayılı Kanunun 81/9. maddesine uyduğu göz önüne alınmadan hüküm kurulması nedeniyle hüküm bozulmuştur. Bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmadığı, toplumu oluşturan bireyler olduğu ve suç mağdurunun tüzel kişiler olması halinde meslek birliklerinin şikayetçi olmasının durumu değiştirmediği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın hukuki durumunun TCK'nun 43/1. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği, ancak yerel mahkemenin bu konuda tartışma yapmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 71/1, 81/9, 81/13 maddeleri ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 44, 43/1 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Temyiz kapsamının sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK'nun 44. maddesinde “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır”hükmüne yer verilmesi, bir fiilden kastedilenin sanığın hareket veya hareketlerinin bir sonucu elde etmeye ( bir suçu işlemeye) yönelik olması, bu nedenle de fiilde birden fazla hareketin bulunabilmesi karşısında; sanığa ait iş yerinde yapılan denetimde sahte bandrollü ve bandrolsüz kitap ele geçirildiği nazara alındığında, tespit edilen sanığın eyleminin TCK'nun 44. maddesi aracılığıyla 5846 sayılı Kanunun 81/9. maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 71/1, 81/13. maddeleri uyarınca hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas, 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK'nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 17.09.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 10.07.2015 olduğu,
Daha önce Yargıtay (Kapatılan) 19. Ceza Dairesinin 17.02.2021 tarihli 2017/2099 E. - 2021/1720 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/502 Esas, 2015/16 Karar sayılı dosyasına ilişkin suç tarihinin 16.06.2014, iddianame tarihinin 30.10.2014 olduğunun tespit edilmesi karşısında;
Yerel mahkemece; UYAP kayıtları taranarak, sanık hakkında aynı suçtan açılmış başkaca ceza davası dosyalarının bulunup bulunmadığı da tespit edilip hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle bu dosyalar arasında TCK'nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması ve ulaşılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nun 326/son madde ve fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.