9. Hukuk Dairesi 2015/10121 E. , 2015/34006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, işyerinde 24.05.2010 tarihinde işe başladığını ..."na işe girişinin geç bildirildiğini ve 11.10.2012 tarihinde iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ücret, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 12.08.2011 tarihinde işe başladığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının kabulüne ücret alacağının dava açıldıktan sonra ödendiğinden reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının hizmet süresinin başlangıcı ve dolayısı ile tazminat ve alacaklara esas sürenin hesabı noktasında toplanmaktadır.
İş hukukunda çalışma olgusunu işçi kanıtlamalıdır. Çalışm olgusu hukuki fiil olduğundan her türlü delille kanıtlanabilir.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır.
Diğer taraftan 6100 HMK.’un tanıkla ilgili hükümleri incelendiğinde, 240/1 maddesinde “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir”, 250. Maddesinde “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir” ve 254. Maddesinde ise “Dinleme sırasında öncelikle tanıktan adı, soyadı, doğum tarihi, mesleği, adresi, taraflarla akrabalığının veya başka bir yakınlığının bulunup bulunmadığı, tanıklığına duyulacak güveni etkileyebilecek bir durumu olup olmadığı sorulur” kurallarına yer verilmiştir.
Davacı, işyerinde 24.05.2010 tarihinde işe başladığını Sosyal Güvenlik Kurumu"na işe girişinin geç bildirildiğini ve 11.10.2012 tarihinde iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini iddia etmiş, davalı, davacının 12.08.2011 tarihinde işe başladığını savunmuş, davacıya ait hizmet kaydına göre davacının işyerinde 12.08.2011 tarihinde çalışmaya başladığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı çalışma olgusu konusunda tanık bildirmiştir. Ancak bu tanıklardan biri Dairemizce aynı gün dosyası incelenen kardeşi .. olup, aynı işverene karşı 24.05.2010 tarihinde işe başladığı iddiası ile dava açmıştır. .. İş Mahkemesi"nin E:2012/600 ,K:2014/149 sayılı dosyadaki tanık beyaları ile bu dosyadaki beyanlar değerlendirildiğinde tanık beyanları arasında uyumsuzluk bulunduğu anlaşılmaktadır. Tanık ... bu dosyada, "2010 yılı Mayıs ayında davalı işyerinde çalışmaya başladığını, davacının da aynı ayda on beş gün sonra çalışmaya başladığını" beyan etmesine karşılık, ...İş Mahkemesi"ndeki beyanında "2010 yılı Haziran ayında işe başladığını, kendisi işe başladıktan bir hafta sonra davacının çalışmaya başladığını" söylediği anlaşılmaktadır. Davacı tanığı .... bu dosyada, "2010 Mayıs ayında işe girdiğini, davacının kendisinden on beş gün sonra çalışmaya başladığını" ifade ederken, ... İş Mahkemesi"nin E:2012/600 ,K:2014/149 sayılı dosyasında ise "2009 yılı kış aylarında çalışmaya başladığını, kendisi işe girdikten yirmi gün sonra davacının çalışmaya başladığını" beyan etmiştir. Davacı tanığı .. ise her iki davacının babasıdır.
Davacı tanıklarının beyanı davacının çalışma süresine yönelik beyanları tanıklığa güveni etkileyecek şekilde olduğundan ve tam bir kanaat oluşturmadığından, bu tanıkların beyanlarına itibar edilmemesi gerekir. Mahkemece çalışma süresi davacı tarafından şüpheden uzak ve somut olarak ispat edilemediğinden Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına itibar edilerek davacının diğer istemlerinin bu çalışma süresi esas alınarak değerlendirilmesi gerekir. Çelişkili tanık beyanlarına itibar edilerek hizmet süresinin belirlenmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.