19. Hukuk Dairesi 2018/3257 E. , 2019/5366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının davalı şirketin Trabzon bayiliğini yaptığını, aralarında distribütörlük anlaşması bulunduğunu, davalı şirket adına Trabzon ve civarında ihalelere girdiğini, en son davalı şirket adına 17.05.2012 tarihinde KTÜ Diş Hekimliği Fakültesine malzeme temini için verilen ihale malzeme ve bedelleri ile komisyon tutarı olarak 11.430.40 TL ödendiğini, komisyon ihale bedeli adı altında kesilen 05.03.2013 tarihli irsaliyeli faturanın 06.03.2013 tarihinde davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin itirazının olmadığını, bu faturadan başkaca alacakları mahsup edilip 1.229,00 TL’lik kısmı düşüldükten sonra 10.201,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının takibe yetki ve borç yönünden itirazının haksız olduğunu belirterek, itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin merkezinin Ankara olduğunu, icra takibinde Ankara icra dairelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasındaki distribütörlük anlaşmasının süresinin dolduğunu, takibe konu fatura nedeniyle davacının TTK’nın 21/2. maddesindeki karineden faydalanamayacağını, ticari defterlerin incelenmesi halinde alacak iddiasının haksızlığının ortaya çıkacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafın kesilen son faturalar nedeniyle yapması gereken 10.203,34 TL ödemeyi yapmamış olduğu, açılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiği, distribütörlük sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılmasına yönelik bir zorunluluk olmadığı, taraflar arasında süregelen bir cari hesap ilişkisi olduğu, davacının takip tarihi itibariyle 10.203,34 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2016/14170 esas ve 2017/4672 karar sayılı ve 07.06.2017 tarihli ilamında “Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunmuştur. Mahkemece öncelikli olarak itirazın iptali davasında dava şartı mahiyetinde icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itiraz konusunda karar verilmesi gerekir. 09.04.2014 tarihli celsede yetki itirazının reddine karar verilmiş ise de gerekçe gösterilmeden reddedildiği görülmektedir. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek yetki itirazının incelenip faturaların taraflar arasındaki sözleşme kapsamında düzenlenip düzenlenmediği, TTK"nın 89. madde hükümleri değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, sözleşmenin sona ermesinden sonra taraflar arasında cari ilişkinin devam ettiği göz önüne alındığında, takibe konu faturaların sözleşme kapsamında düzenlendiği kanaatine varıldığı, sözleşmeden doğan davalarda yetkili mahkemenin HMK"nın 10. maddesi gereği sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesi olduğu, sözleşmenin ifa yerinin Trabzon olması dikkate alındığında mahkemenin yetkili olduğu, diğer taraftan dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara göre dava konusunun para borcu olduğu, TBK"nın 89. maddesi gereğince para borcunun götürülecek borçlardan olduğu, alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiği, bu durumda alacaklının davacı taraf olması nazara alındığında yine Trabzon mahkemelerinin yetkili olduğunun anlaşıldığı, icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddi gerektiği, dava konusu alacağın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, yalnızca davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, icra marifetiyle tahsili talep edilen tutarın davacının 30/04/2013 tarihli yevmiye defteri kaydında banka kanalı ile tahsilatının yapıldığının görüldüğü dolayısıyla davacının davalı şirketten alacağının kalmadığının tespit edildiği, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, HMK"nın 222. maddesi uyarınca delil niteliğine haiz olduğu, dolayısıyla dava konusu alacağın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.