12. Ceza Dairesi 2013/21449 E. , 2014/15988 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK"nın 85/1, 62, 50, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ile sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın sahibi ve yetkilisi olduğu traktör imalatı yapan ... Traktör Ltd. Şirketi"nin ek bina inşaatı işinde su tesisatçısı olarak çalışan ölenin, olay günü inşaat alanında döşediği su borularının üzerinin toprakla örtülmesi için komşu yan bahçedeki ... Kömür deposunda ... Nakliyat isimli şirkete ait kepçede operatör olarak çalışan sanık ..."ten el arabası ile toprak taşımanın zor olduğunu söyleyip, su boruları üzerine kepçe ile toprak atmasını istediği, ölenin bu isteğini kabul eden sanık ..."ün toprak atacağı yeri, aradaki 2.27 metre yükseklikteki duvar nedeni ile göremeyişi sebebi ile duvar üzerine çıkan ölenin, duvar üzerinde durup işaretçilik yaparak sanığı yönlendirdiği sırada, kepçe operatörü olan sanık ..."ün toprak dolu kepçesini ölenin üzerinde bulunduğu duvar ve inşaatın aşık çatı taşıyıcısına çarpması ile çatı ve aşık demirin yıkılması sonucu, ölenin duvar üzerinden zemine düşmesi akabinde yıkılan çatı aşık kısmı demir aksamın üzerine düşmesi sonucu öldüğü; dosyada mevcut bilirkişi raporları arasında kusur tespiti yönünden farklılıklar bulunmakta ise de, inşaat alanındaki işleri inşaat mühendisi nezaret, gözetim sorumluluğunda sürdürmeyen, yapı alanında önceden var olan risk ve tehlikeleri belirlemeyerek, bu tehlikelerden çalışanları eğitimle önceden haberdar etmeyip bütün insiyatifi eğitimsiz işçilere bırakan iş yeri sahibi sanık ..."ın tali kusurlu, ölenin isteği üzerine onun döşediği komşu fabrika binası sıhhi tesisat su boruları üzerine kepçesi ile görüş açısının kısıtlı olduğu mahalde, görmediği yere, ölenin duvar üzerinde işaretçi olarak bulunduğu sırada toprak dökmeyi kabul eden sanık ..."ün asli kusurlu olduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki (1) ve (2) numaralı görüşlere; asli kusurlu olan sanık ... ile tali kusurlu sanık ... hakkında temel cezalar farklı belirlendiğinden, yine ölen yakınları olan katılanların sanıklar tarafından zararlarının giderilmediğini beyan etmeleri sebebiyle, koşulları bulunmadığından, sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından ve sanık ... hakkında belirlenen temel cezanın 2 yıldan fazla olması sebebiyle erteleme koşullarının bulunmaması, sanık ... hakkında ise,
hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olması ve TCK nın 50. maddesi hükümleri ile TCK nın 51. maddesindeki erteleme hükümlerinin birbirlerine öncelikleri bulunan kurumlar olmaması, bu hükümlerin uygulanıp uygulanmamasına ilişkin takdirin mahkemede bulunması sebebiyle, tebliğnamedeki (3) numaralı bozma öneren görüşlere iştirak edilmemiş dosya içeriğine göre asli kusurlu olduğu kabul ve tespit edilen sanık ... hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne neden olan sanık ... hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini yerine, yazılı şekilde eksik cezaya hükmolunması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafinin, kusur oranında cezadan indirim yapılması gerektiğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine, savunma hakkının kısıtlandığına, kusura; sanık ..."ün ise, kusura, eksik incelemeye, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 27.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.