(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2013/3122 E. , 2013/17663 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalılardan ... 9.06.2009 tarihinde sıfır km araç satın aldığını, 4.06.2001 tarihinde aracını takas için satın almış olduğu bayinin servisine götürdüğünü ,servis elemanlarınca aracın bagaj kapısının boyasının orjinal olmadığının tespit edildiğini, 6.06.2011 tarihinde davalı tarafa ayıplı aracın iadesi ile bedelinin ödenmesi yönünde ihtarname gönderdiğini, davalılarca talebinin yerine getirilmediğini ileri sürerek ayıplı aracın iadesi ile bedeli olan 28.100 .TL" nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar aracın ayıplı olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, dava konusu araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece alınan 20.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu aracın arka bagaj kapağındaki boyanın diğer bölgelere göre kalınlığının fazla olduğu, orjinal boya üzerine 1 kat fazla boya uygulandığı, bu kalınlık farkının günümüz otomobil imalatında kabul edilen tolerans sınırları dahilinde bir değer olmadığı, aracın Tramer (Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi) tarafından hasar kaydı olmadığından araçtaki arka bagaj kapağındaki yeniden boyama işleminin gizli ayıp olduğu belirtilmiş, davalılarca rapora itiraz üzerine yeniden alınan 28.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda da dava konusu araçtaki bagaj kapağı boya kalınlık değerlerinin genel üretim toleransları içinde ancak seri üretim kalınlık değerlerinin üstünde olduğu, kalın bölgelerin sonradan tekrar boyandığı ,ancak
boyama işleminin zamanının teknik olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.Mahkemece, bilirkişi raporları doğrultusunda araçtaki boyanın gizli ayıplı olduğu kabul edilerek davanın kabulü yönünde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme sonucunda, 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK"nun 4/2 maddesi gereğince, tüketicinin seçimlik haklarının olayımızda önem arzettiği açıktır.Kanun gereğince tüketici, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde; Mahkemece, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekecektir.
Olayımız yönünden yapılan değerlendirmede ise aracın 2009 yılında satışının yapıldığı, dava tarihine kadar yaklaşık 2 yıl boyunca kullanıldığı dikkate alındığında sözleşmenin feshi ve aracın bedeline hükmedilmesinin TMK 2. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı açıktır. Dairemizin kural olarak uygulaması ayıplı değer ile ayıpsız değer arasındaki farka hükmetmek ise de davacı dava dilekçesinde aracını takasa vermek istediğini açıkladığına göre araçta bulunduğu belirtilen gizli ayıbın 2.el bedelini ne kadar etkileyeceği saptanıp ayıpsız 2.el bedeli ile arasındaki farka hükmedilmesi gerekir. Mahkemece değinilen bu ilkeler gözetilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.