Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/2498 Esas 2013/4369 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2498
Karar No: 2013/4369
Karar Tarihi: 22.03.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/2498 Esas 2013/4369 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2013/2498 E.  ,  2013/4369 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.06.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ile davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, 492 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalılara ait 490, 504 ve 505 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir
    Davalılar ..., ..., ..., ..., ... davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, 492 parsel sayılı taşınmaz lehine, 504 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü davacı ve davalı 504 parsel maliki ... temyiz etmiştir.
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Somut olayda; davacıya ait 492 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu sabittir. Dosya içerisinde bulunan 28.06.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda en uygun alternatifin krokide “A” harfi ile gösterilen 504 parsel sayılı taşınmazın güney kısmı olduğu belirtilmiştir. Davacı ise bu alternatifin uygun olmadığını, 504 parsel sayılı taşınmazın eğimli olduğunu ve kot farkı bulunduğunu belirterek itirazda bulunmuştur. Mahkemece, davacının bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınmadan, 28.06.2012 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının bilirkişi raporuna itiraz ettiği hususların bilirkişi marifetiyle incelenmesi ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    Hükmün, açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 22.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.