Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/2461 Esas 2013/4359 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2461
Karar No: 2013/4359
Karar Tarihi: 22.03.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/2461 Esas 2013/4359 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2013/2461 E.  ,  2013/4359 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.07.2009 gününde verilen dilekçe ile kadim yararlanmaya dayalı meraya elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı köy tüzel kişiliği, dava konusu 102 ada 72 parsel ve 103 ada 1 parsel sayılı meraların kadim meraları olmasına rağmen, kadastro tespiti ile davalı köyün merası olarak sınırlandırıldığını belirterek meraya elatmanın önlenmesi ve varsa üzerindeki yapıların kaldırılmasını istemiştir.
    Davalı köy tüzelkişiliği, dava konusu yerin kadim meraları olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu meradan davacı ve davalı köyün müşterek yararlandığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı köy tüzelkişiliği vekili temyiz etmiştir.
    Dava meraya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
    31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir
    parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.
    Dava konusu yerin mera olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taşınmaz başında dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar, meraların davacı ve davalı köy tüzelkişiliklerinin müşterek yararlanmasında olduğunu belirtmişlerdir.
    Dosya kapsamına göre, müşterek yararlanma şeklinde de olsa davacı köyünde dava konusu meralarda kadim kullanım hakkının bulunduğu ve davalı köyün cevap dilekçesi içeriğine göre bu konuda muaraza yarattığı sabittir. Bu nedenle dava konusu meralardan davalı köy tüzel kişiliğinin müşterek yararlanmaya vaki elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 22.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.