2. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/11015 Karar No: 2009/13527
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2008/11015 Esas 2009/13527 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2008/11015 E. , 2009/13527 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Antalya 2. Aile Mahkemesi TARİHİ :27.02.2008 NUMARASI :Esas no:2007/366 Karar no:2008/159
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının nafakalara faiz talebi bulunduğu halde, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. 3-Davacı kadının araca katkı bedeli ile ilgili istem; boşanmanın eki niteliğinde olmayıp, bu tür istemler ancak boşanma davası ile ilgili hüküm kesinleşip tasfiye gündeme geldiğinde karara bağlanabilir. Bu konudaki davanın tefrik edilerek boşanma ile ilgili davanın bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 4-İştirak nafakasına yönelik temyiz istemine gelince; Tefhim edilen kararda iştirak nafakasının her yıl artırılacağı yönünde bir hüküm bulunmadığı halde, gerekçeli kararda iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilerek çelişki yaratılmıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir. 5-Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusur bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı orantısız ve çoktur. Daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 6-Kabule göre de; Davacı kadının iştirak nafakasının ileriki yıllara göre artırım istemi olmadığı halde talep aşılarak iştirak nafakasının, ileriki yıllarda artışına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle davacı kadın yararına, 4. ve 5. bentte açıklanan nedenlerle davalı koca yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerin yukarıda l. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.07.2009 çar.