Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/4750
Karar No: 2022/3268
Karar Tarihi: 10.02.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/4750 Esas 2022/3268 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/4750 E.  ,  2022/3268 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5015 sayılı Kanuna muhalefet, Çevrenin taksirle kirletilmesi, Mühür Bozma, Muhafaza görevini kötüye kullanma
    HÜKÜM : Hükümlülük

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Hükmolunan cezanın nev'i ve miktarına göre sanık müdafiinin duruşma talebinin reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    I) Sanık müdafiinin mühür bozmak ve çevrenin taksirle kirletilmesi suçları hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizinin incelenmesinde;
    14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 23. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde “hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen 3.000 Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı” şeklinde yapılan değişiklik ve 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen “bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz” şeklindeki geçici 2. maddesi göz önünde bulundurulduğunda, 14.04.2011 tarihinden sonra doğrudan hükmolunan 3.000 Türk Lirası dahil adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükmünün kesin nitelikte olduğu cihetle, sanık müdafiinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK'nun 317.maddesi uyarınca REDDİNE,
    II) Sanık müdafiinin muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizinin incelenmesinde;
    1. Mahkemenin kaçakçılık suçlarından kaynaklanan davaya ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakması nedeniyle, Yargıtay CGK'nun 2007/10-85 Esas, 2007/109 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası'nın 17. maddesindeki gibi özel bir düzenleme bulunmayan hallerde ihtisas mahkemelerince yargılanması amaçlanan suçlar ile diğer suçların yargılamalarının birlikte görülemeyeceği gözetilmeden, 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan davanın yargılamasının, muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan açılan dava yargılaması ile birlikte yapılması,
    2. 5237 sayılı TCK'nun 289/1. maddesinde düzenlenen muhafaza görevini kötüye kullanmak suçunun üst sınırının iki yıl hapis cezası olduğu gözetilerek; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi'nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3-Doğrudan verilen adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında TCK'nun 52/2. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 52. maddesine atıf yapılmak suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    III) Sanık müdafiinin 5015 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizinin incelenmesinde;
    Mahkemece teselsüle esas kabul edilen 08/11/2012 tarihli eyleme ilişkin olarak, ilçede bulunan bir akaryakıt istasyonuna bir tankerin kaçak akaryakıt boşaltacağı bilgisinin alınması üzerine yapılan araştırmada, sanığa ait akaryakıt istasyonuna gelen bir tankerin boşaltım yaptığının görülmesi üzerine Cumhuriyet savcılığından alınan yazılı arama emri ile akaryakıt istasyonundaki yer altı tankında ve boşaltım yapan tankerde yapılan arama sonucu 20.320 kg gaz yağı ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda;
    Sanığın dava dosyasına suça konu akaryakıta ilişkin fatura ibraz ettiği görülmüş ise de zincirleme menşei araştırmasının yapılmadığı anlaşılmakla sanığa ait işletmenin gaz yağı ticareti yapıp yapmadığının araştırılması, fatura düzenleyicisi firma yetkililerinin dinlenmesi, faturaları düzenlediklerini kabul etmeleri halinde faturaların ilgili firmaların defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi, ilgili Gümrük İdaresinden gümrük giriş beyannameleri tüm ekleriyle birlikte getirtilip, dava konusu eşyalar ve tüm belgeler konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek eşyaların cins, miktar, menşe ve sair özellikleri itibariyle ayniyet tespiti yaptırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    1. Suç tarihleri ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/12. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/12. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/12, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2. Sanığa hükmedilen 2 yıl 6 ay hapis cezasında TCK'nın 43/1. maddesi gereğince yapılan artırım uygulamasında "3 yıl 1 ay 15 gün" hapis cezası yerine "2 yıl 13 ay 15 gün" hapis cezası ile TCK'nın 62/1. maddesi gereğince yapılan indirim uygulaması sonucunda da "2 yıl 7 ay 7 gün" gün hapis cezası yerine "1 yıl 19 ay 7 gün" hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
    3. Sanığın 12/10/2010 ve 08/11/2012 tarihli eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlediği kabul edilerek zincirleme suç hükümleri uygulanmış ise de, 12/10/2010 tarihli eylemi hakkında 18/04/2011 tarihli iddianame ile hukuki kesinti oluşması sebebiyle 08/11/2012 tarihli eyleminin ayrı bir suç oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
    4. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
    Temyiz incelenmesine konu suç tarihinin 12.10.2010, bu eyleme ilişkin iddianame düzenleme tarihinin ise 18.04.2011 olduğu,
    Yapılan UYAP sorgulamasında, Dairemizin 16/03/2017 tarihli 2014/33853 Esas-2017/1904 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilerek kesinleşen, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 04/06/2013 tarihli, 2012/137 E-2013/233 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 20/02/2011, iddianame düzenleme tarihinin 23/03/2012 olduğu,
    Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından kesinleşen dosyanın celp edilerek incelenmesi, eylemlerin TCK'nun 43. maddesi kapsamında değerlendirilmesi halinde kesinleşen cezanın mahsubuna karar verilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
    5. Ele geçirilen suça konu kaçak eşyaların motorin cinsinde olmayıp karışımlı akaryakıt ve gaz yağı olduğu gözetilerek hükme esas alınan KEMT varakalarının yeniden düzenlenmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
    6. Suç konusu akaryakıtın 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1-son maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca saklı tutulmasına, 10/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi