12. Ceza Dairesi 2013/22433 E. , 2014/15943 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62/1, 63/1, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet, sürücü belgesinin geri alınması
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme mercii Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğundan mahkemenin hukuki değerden yoksun olan sanık müdafinin eski hale getirme ve temyiz talebinin kabulüne ilişkin 21/09/2012 tarihli ek kararının kaldırılmasına;
Mahkemenin gerekçeli kararının sanık müdafii Av. ..."in büro adresine 12.07.2012 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilerek 03.09.2012 tarihinde kesinleştirme işlemi yapıldığı, sanık müdafinin, -19.09.2012 havale tarihli dilekçesiyle tebligatın usulsüz şekilde yapılarak kararın kesinleştirildiğini beyanla bu nedenle dosyanın eski hale getirilmesini talep ettiği, CMK"nın 37/1. maddesinde tebligatın ilgili kanun hükmüne göre yapılacağı belirtilmiş olup, bahse konu Tebligat Kanunu"nun 21. maddesinde, kendisine tebligat yapılacak kişinin adresinde bulunmaması durumunda tebliğ memurunun evrakı o yerin muhtarı ya da ihtiyar heyeti azasından birisine teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırmakla beraber keyfiyetin şahsa bildirilmesini teminen en yakın komşusuna bildirim yapılacağının hükme bağlanmış olmasına rağmen, yapılan tebligatta evrakın bırakıldığı belirtilen Yenişehir Mahallesi muhtarının imzasının bulunmaması gözetilerek, yapılan tebligatın usule uygun olmadığı ve bu nedenle sanık müdafinin kusuru olmaksızın söz konusu karara karşı süresinde yasa yoluna başvurma imkanını kaybettiği anlaşılmakla, sanık müdafinin eski hale getirme talebi yerinde görülmekle, CMK"nın 40. maddesi uyarınca kabulüne karar verilerek; temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenmekle yapılan incelemede;
Olay günü gece saat 19.15 sıralarında, idaresindeki minibüsüyle, 6, 7 metre genişliğinde, refüjle bölünmüş, tek yönlü yolda seyir halinde olan sanığın, kontrolsüz seyri sonucu aracının hakimiyetini kaybederek, orta refüjü aşıp karşı yol bölümüne girmesi ve burada zıt yönde seyir halindeki kamyona çarpması sonucu, aracındaki yolculardan ikisinin ölümüne, ikisinin hayati tehlike geçirecek ve ağır kemik kırıkları oluşacak, birinin de yine hayati tehlike geçirip kemik
kırığı oluşacak ve organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda; sanığın asli kusurlu oluşu, eylemi sonucu iki kişinin ölümü ve üç kişinin de ağır derecede yaralanmış olması karşısında, TCK"nın 61. maddesindeki ölçütler ve hak ve nasafet kuralları dikkate alınarak, sanık hakkında temel cezanın tayininde alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, kusura ve ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Oluş, dosya kapsamı ve ceza uygulamasından, sanığın TCK"nın 85. maddesinin 2. fıkrası gereğince cezalandırıldığı anlaşıldığı halde, uygulama maddesi olarak aynı maddenin 1. fıkrasının gösterilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,
Bozmayı gerektirmiş olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını geretirmeyen bu konuda, aynı Kanun"un 322 sayılı maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 1-a bendinin yer alan "TCK"nın 85/1 maddesi uyarınca" ibaresinin "5237 sayılı TCK"nın 85/2. maddesi uyarınca" şeklinde düzeltilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.