Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/561
Karar No: 2011/1570
Karar Tarihi: 16.2.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/561 Esas 2011/1570 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kayden davalıya ait taşınmazın bir kısmının kıyıda kaldığını ileri sürerek tapu iptal ve terkin isteğinde bulundu. Davalı, davanın reddini savundu. Mahkeme, kadastro tespitiyle dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Temyiz sonucunda, 5841 Sayılı Yasa'nın hak düşürücü süreyi değiştirmesi nedeniyle karar bozuldu. Ancak, davacı yararına yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdiri mümkün olmadığından, davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bozulması gerektiği belirtildi.
Kanun Maddeleri: 3621 Sayılı Yasa, 3402 Sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi, 5841 Sayılı Yasa.
1. Hukuk Dairesi         2011/561 E.  ,  2011/1570 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : EDREMİT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/06/2010
    NUMARASI : 2010/46-2010/407

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden davalıya ait 308 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapu iptal ve terkin isteğinde bulunmuştur.
    Davalı,davanın reddini savunmuştur.
    Davanın reddine ilişkin kararın temyizi üzerine Dairece “ ... keşif yapılarak taşınmazın kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kalıp kalmadığının saptanması, oluşacak duruma göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması” gereğine değinilerek bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
     Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup; mahkemece, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kesinleşen kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar  verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Dava, yargılama sırasında yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa nedeniyle hak düşürücü süreden reddedilmiştir. Bilindiği üzere, hak düşürücü süre kamu düzeniyle ilgilidir  ve davanın görülebilirlik koşuludur. Başka Bir ifadeyle, olumsuz dava şartlarından olup, Hakim, davanın her aşamasında doğrudan bu yönü gözönünde tutmak zorundadır. Hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın esasını hakim inceleyemez. (YHGK 18.2.2009 tarih 2009/14-12 Esas, 2009/79 karar, Y 1.H.D. 21.11.1989 tarih 1989/8589 Esas, 1989/13805 karar) Davacı davasında haklı da olsa, tasfiye amacı güden 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde değişiklik yapan 5841 Sayılı Yasa geçmişe etkili olarak hakkın özünü ortadan kaldırmıştır.
    Bunun sonucu olarak; davacı davasında haksız çıkmış bulunduğundan, davalı lehine yargılama giderleri ve avukatlık ücreti tayini gerekir ise de yasa değişikliği nedeniyle dava reddedildiğinden, hak düşürücü sürenin hukuki niteliği ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre, genel kuralın istisnası olarak yargılama gideri ve davada kendini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık  ücretine hükmedilemez. (Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5.cilt, sayfa 5338.dip not 159; 10.H.D. 21/12/1976 , 8770/8739 ve dip not 160; 5. H.D. 12/09/1977, 5445/5655, dip not 161; 10 H. 24/02/1976, 6296/1297 )
    Keza; dava yeni yasa nedeniyle de olsa davacının  aleyhine sonuçlandığından, davacı yararına yargılama gideri ve avukatlık  ücreti takdiri de hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır.
    Hal böyle olunca, yargılama sırasında yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa, dava tarihi itibariyle geçmişe etkili olarak hakkın  özünü ortadan  kaldırdığından, on yıllık hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmiş bulunduğundan, davalı lehine yargılama gideri ve vekalet  ücretine karar  verilmiş  olması doğru  değildir.
    Davacı Hazinenin, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün  açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi