(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2013/2896 E. , 2013/4313 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 06.06.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen 22.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiş, 640 parsel sayılı taşınmaz yararına, 641 parsel sayılı taşınmaz aleyhine, bilirkişi raporu ve ekindeki krokide 2. alternatif olarak gösterilen yerden geçit kurulmuştur.
Hükmü, 641 parsel sayılı taşınmaz maliki dahili davalı ... ve davalı ... vekilleri temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi rapor ve krokisi 28.10.2011 havale tarihli olup buna ilişkin keşif 24.10.2011 tarihinde yapılmıştır. Dahili dava dilekçesi ise 09.05.2012 tarihinde yani keşiften sonraki bir tarihte verilmiştir. Kısacası dahili davalıya savunma hakkı verilmeden yapılan keşfe dayalı olarak oluşturulan bilirkişi rapor ve krokisine göre hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 290. maddesi uyarınca keşif, taraflar usulen davet edildikten sonra hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılır. Bu kuralın ihlali halinde bir tarafın savunma hakkı kısıtlanmış, hukuki dinlenme hakkı elinden alınmış sayılır (6100 sayılı HMK m.27).
Somut olaya gelince; yukarıda söz edildiği üzere hükme esas alınan keşif, davalı ...’ün yokluğunda hukuki dinlenilme hakları ihlal edilerek yapıldığından, yöntemince yapılmayan bu keşfe dayanarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece yapılması gereken iş, belirtilen yasa kuralları uyarınca işlem yapılarak mahallinde yeniden keşif yapmak, 641 parsel sayılı taşınmazın malikine hukuki dinlenilme hakkı tanınarak bilirkişiden keşif tarihi itibarıyla geçit bedelini de belirlemek suretiyle yeniden rapor almak, davayı bunun sonucuna uygun şekilde karara bağlamak olmalıdır.
Diğer taraftan bu tür davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekir. Aleyhine geçit hakkı tesis edilmeyen 624 parsel sayılı taşınmaz maliki davalı ...’nın yapmış olduğu keşif giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerekirken davalı üzerinde bırakılması da doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi