9. Hukuk Dairesi 2014/31108 E. , 2015/33865 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı ile davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı ..."nin tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda; davacı işçinin fazla çalışma ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanunu’nun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda davacı vekili ıslah dilekçesinde fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarını, yapılacak muhtemel takdiri indirimi de gözeterek bilirkişi raporu ile tespit edilen % 30 nispetinde eksik talep etmiştir. Yerel Mahkemece davacının hak ettiği miktarlardan 1/3 nispette indirim yapılarak alacaklara hükmedilmiştir. Adı geçen alacaklar dışında davacının reddedilen alacağı bulunmamaktadır. Bu sebeple davalı lehine ret vekâlet ücretine hükmedilmesi; ayrıca hükme esasa alınan bilirkişi raporuna kararın gerekçe kısmında alacaklara net miktarlar olarak hükmedildiği belirtilmiş ise de hükmedilen alacakların net mi yoksa brüt miktarlar mı olduğunun hüküm fıkrasında gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedeni ise de bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK. nun geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Hüküm fıkrasının alacaklara ilişkin 1.fıkrası ile vekâlet ücretine ilişkin 4. fıkrasının hükümden tamamen çıkarılarak yerlerine gelmek üzere;
“1-Davanın kısmen kabulü ile
a) Net 2.450,98 TL ihbar tazminatının 500 TL"sinin dava tarihinden itibaren, kalan 1.950,98 TL"sinin ıslah tarihi olan 09.06.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b) Net 2.868,98 TL fazla çalışma ücreti alacağının 500 TL"sinin dava tarihinden itibaren, kalan 2.368,98 TL"sinin ıslah tarihi olan 09.06.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
c) Net 256,67 TL resmi bayram ve genel tatil çalışma ücreti alacağının 100 TL"sinin dava tarihinden itibaren, kalan 156,67 TL"sinin ıslah tarihi olan 09.06.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
d) Net 3.060,24 TL hafta tatili çalışma ücreti alacağının 500 TL"sinin dava tarihinden itibaren, kalan 2.560,24 TL"sinin ıslah tarihi olan 09.06.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,”
“4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.500 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, takdiri indirim nedeni ile reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına” ifadesinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 30.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.