Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5855
Karar No: 2020/1601
Karar Tarihi: 24.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5855 Esas 2020/1601 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/5855 E.  ,  2020/1601 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ... ve ... ile birlikte 1/4 hissesi kendisine ait olacak şekilde 26.03.1999 tarihinde satın aldıkları ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Mevki 3 ada 66 parsel sayılı kargir ev ve arsa vasfındaki 339 m2’lik taşınmazın, davalı ... adına tapuya tescil edildiğini, aynı tarihte davalı ... ile 1/4 hissenin kendisine satıldığına ve bedelinin davalı ..."e ödendiğine ilişkin harici satış sözleşmesi imzaladıklarını, taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı binanın kendisinin kullanımına bırakılan batı tarafına faydalı masraflar ve eklenti yaptırdığını, davalı ..."in 07/07/2006 tarihinde taşınmazı davalı ..."ye devrettiğini, bunun üzerine 13.11.2007 tarihinde davalı ... tarafından aleyhine açılan meni müdahale ve ecri misil davası sonunda 31.07.2013 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiğini belirterek dava konusu arsanın 1/4 değeri ile payına düşen taşınmaz üzerinde yaptırdığı eklentilerin ve faydalı masrafların sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20,000 TL"nin dava tarihinden itibaren işlenecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07/04/2016 tarihinde ıslah ile dava değerini 22,117 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunarak, davacı tarafından davalı ... aleyhine 26.11.2007 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda verilen red kararının karar düzeltme talebinin reddi ile 27.05.2010 tarihinde kesinleştiğini, davalı ... tarafından davacı aleyhine açılan meni müdahale davasının yapılan yargılaması sonunda verilen meni müdahale talebinin kabulü ile ecri misil talebinin kısmen kabulüne dair kararın ise 10/04/2015 tarihinde kesinleştiğini, davacının yaptığını iddia ettiği faydalı masrafların neler olduğunun açıkça belirtilmediğini, ayrıca davacının yaptırdığını iddia ettiği masraflarda %30 yıpranma payının da meydana geldiğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 11.887,17 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine dair verilen kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.04.2018 tarihli 2016/17398 E.2018/3946 K. sayılı kararıyla; davalı ... yönünden "...Davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak taşınmazın 1/4 değeri ile taşınmaza yaptırdığı eklentiler ve faydalı masrafları talep ettiği, davacı ile davalı ... arasında düzenlenen 26.03.1999 tarihli sözleşmede davalı ..."ın imzasının bulunmadığı, tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olup davalı ..."ye 07.07.2006 tarihinde satıldığı anlaşılmıştır. O halde, mahkemece; davalı ... yönünden, sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle ve davalı ... yönünden de; "...Davacı taraf sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayandığına göre, öncelikle, gerçekten sözünü ettiği iyileştirmelerin davacı tarafça yapılıp yapılmadığı tarafların gösterecekleri deliller incelenmek suretiyle belirlenmelidir. Dava konusu iyileştirmelerin davacı tarafından yapıldığı anlaşıldığı takdirde, davalı ..."ın davacının yaptığı bu iyileştirmelerle birlikte taşınmazı diğer davalıya sattığı kabul edilerek yapılan imalatlarla birlikte taşınmazın değeri ile bu imalatlar olmadan taşınmazın değerinin ayrı ayrı, konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor almak sureti ile tespit edilmeli ve ardından aradaki fark bedelin, taşınmazın üçüncü kişiye satıldığı satış bedeline oranı belirlenmelidir. Şayet davacının iddia ettiği imalatların, yapılmış olması hali ile yapılmamış olması olması halinde belirlenen taşınmaz değerleri arasında bir fark bulunmadığının anlaşılması halinde, davalının bu giderlerin yapılması nedeni ile bir sebepsiz zenginleşmesinden söz edilemeyeceği göz önüne alınarak, davacının masraf iadesi talebinin reddine karar verilmelidir.
    Bu durumda mahkemece; giderlerin (imalatın) yapıldığı tarih itibariyle değil, taşınmazın 3. kişiye satıldığı ve fiilen teslim edildiği tarihte satış bedelinde oluşturduğu değer fazlalığı itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarının belirlenmesi ve bilirkişiden bu doğrultuda rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde; davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise davanın kısmen kabulü ile 6.383,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava; davacı ile davalı ... arasındaki 26/03/1999 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi ile satın alınan 1/4 oranındaki taşınmaz hissesi için davalıya ödenen bedelin iadesi ile, davacının harici satım sözleşmesi ile satın aldığı taşınmaz üzerinde yaptığını iddia ettiği eklentiler ve faydalı masrafların bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece bozma ilamından önce verilen kararın hüküm kısmında her ne kadar dava konusu taşınmazın 1/4 hissesine ilişkin satış bedeli ile davacı tarafından bu kısım üzerinde yapıldığı iddia edilen faydalı masrafların bedeli ayrı ayrı belirtilmeksizin toplam
    11.887,17 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, kararın gerekçe kısmından anlaşılacağı üzere hükmolunan 11.887,17 TL"nin 7.122,00 TL"lik kısmı taşınmazın 1/4 hissesine ilişkin satış bedeli, 4.765,17 TL"lik kısmın ise davacının haricen satın aldığı 1/4"lük hisse üzerinde yaptığı faydalı masraflara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen karar Dairemizin 12.04.2018 tarihli ve 2016/17398 E. ve 2018/3946 K. sayılı kararı ile davalı ... yönünden, davacının taşınmazın kendisine devredileceği inancı ile yapmış olduğu faydalı masraflara ilişkin harcama miktarının tespiti yönünden bozulmuş olmakla, taşınmazın 1/4 hissesinin satış bedeline ilişkin kısım yönünden verilen karar bozma kapsamı dışında kaldığından kesinleşmiştir. Bu durumda, mahkemece bozma sonrasında yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde 6.383,00 TL olduğu tespit edilen faydalı masraflar ile bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleşmiş olan taşınmazın 1/4 hissesinin satış bedeli olan 7.122,00 TL"nin toplamı 13.505,00 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yalnızca bozma sonrasında tespit edilen faydalı masraf bedeli yönünden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    3-Davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda vekalet ücreti, nispi tarifeye göre hesaplanır. Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
    Somut olayda; davanın kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen, davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf yararına reddedilen kısım üzerinden maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
    Ne var ki, yukarıda 2 ve 3 numaralı bentlerde belirtilen yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasınını 2.,3. ve 4. bentlerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerlerine sırasıyla aşağıdaki bentlerin ve 7 numaralı bentten sonra gelmek üzere 8 numaralı bent olarak ;
    “2-Davanın ... yönünden kısmen kabulü ile 6.383,00 TL faydalı masraf gideri ile bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleşmiş olan 7.122,00 TL taşınmaz harici satım bedeli toplamı 13.505,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" ,
    "3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 922.526 TL harçtan dava açılırkan davacı tarafça yatırılan 341,55 TL peşin harç ile 36,50 TL tamamlama harcının mahsubu ile geriye kalan 544,476 TL harcın davalı ..."dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,"
    "4-Davacı tarafından yapılan toplam 4.482,15 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 2.736,78 TL"sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.745,21 TL"sinin davacı üzerinde bırakılmasına,"
    8-Reddedilen kısım yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hükmedilen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."a verilmesine" bendlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 327,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 10,00 TL Bakiye temyiz harcının ise temyiz eden davacıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi