16. Hukuk Dairesi 2014/4473 E. , 2014/7214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADIYAMAN SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2012
NUMARASI : 2011/626-2012/29
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı M.. G.., E.. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında tesis kadastrosundan sonraki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece Yargıtay 8. Hukuk Dairesi"nin usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, uzman fen bilirkişisi tarafından tanzim edilen 26.04.2006 havale tarihli krokili raporda (A), (C) ve (F) harfleri ile gösterilen toplam 555,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı M.. G.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 713. maddeleri uyarınca tapuya tescili istemine ilişkindir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın komşusu olan parsellerin kadastro tutanakları ve dayanakları getirtilerek nitelikleri belirlenmemiş, taşınmaz belediye sınırları içerisinde olmasına rağmen imar planı içerisinde olup olmadığı, imar planı kapsamında olması halinde imar planının onay tarihi Belediye Başkanlığından sorulmamış, taşınmazı davacıya devrettiği iddia edilen Y.. K.. adına aynı çalışma alanında belgesizden tespit veya tescil edilen taşınmaz miktarı araştırılmamış, mahallinde yapılan keşifte bir mahalli bilirkişi, iki davacı tanığı dinlenerek ve ayrıca taşınmazın geçmişteki niteliğini belirleme hususunda en önemli delil olan hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmaksızın, teknik bilirkişilerin zilyetlik konusunda yeterli olmayan raporlarına dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Kadastro Müdürlüğünden gönderilen cevaba göre; dava konusu taşınmaz, 06.05.1983 yılında kesinleşen kadastro işlemleri neticesinde Tapulama Kanunu"nun 2. maddesine göre tescile tabi olmayan yer olarak tespit dışı bırakılmıştır. Davacı, tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak adına tapuya tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesine müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi şartıyla kazanılması mümkündür. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için çekişmeli taşınmazın dava tarihinden ya da taşınmaz onaylanmış imar planı kapsamında ise onay tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Hal böyle olunca, öncelikle, çekişmeli taşınmazın komşusu olan taşınmazların ada ve parsel numaraları belirlenerek bu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanaklarının onaylı örnekleri getirtilmeli, taşınmazı davacıya devrettiği iddia edilen Yaşar Kadir adına aynı çalışma alanında belgesizden tespit veya tescil edilen taşınmaz miktarı kadastro müdürlüğü, tapu müdürlüğü ve hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden ayrı ayrı, taşınmazın imar planı kapsamında olup almadığı, plan kapsamında olması halinde imar planının onay tarihi Belediye Başkanlığından sorulmalı, dava ya da imar planı onay tarihinden geriye doğru yukarıda belirtilen şekilde üç farklı tarihe ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda jeodezi ve fotogrametri mühendisine incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın fotoğraflarının da yer aldığı mevcut ve geçmişteki niteliği, üzerindeki bitki örtüsü, toprak yapısı hususlarında, fen bilirkişinden ise taşınmazı komşu parseller ile birlikte gösteren keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve dava tarihine kadar davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, davacı ve taşınmazı davacıya devrettiği söylenen Yaşar Kadir adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespit veya tescil edilen taşınmaz miktarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki 40-100 dönüm sınırlandırmasını aşıp aşmadığı gözetilmeli, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen ilkelere uygun olmayacak şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.