21. Hukuk Dairesi 2016/8622 E. , 2018/354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmaların tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Davacı, davalı şirketin Erdemli İlçesi"nde farklı yerlerde bulunan arazilerindeki narenciye işlerinde 1998 yılı başlarından 2007 yılı ortalarına kadar, 2007 yılı ortalarından 10.10.2011 tarihine kadar ise aynı şirketin Akdeniz Mahallesi"ndeki fabrikasında çalıştığını beyan ederek davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespitini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirkete ait işyerinde getir-götür, hamallık ve orta işlerinde çalıştığını beyan eden davacı adına davalı şirket tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum"a bildirilen çalışma bulunmadığı, davalı şirketin 1995 yılında kurulduğu, ancak 05.08.2010 tarihinde 5510 sayılı Yasa kapsamına alındığı, sadece 2010/8 ve 10. aylar arasına ait dönem bordrolarının dosya içerine alındığı ve bu bordrolarda da ... ile ..."ün isimlerinin bulunduğu, bordro tanığı ... tarafından; davalı şirketin Mersin Akdeniz İlçesi"ndeki sebze halinde bulunan komisyon dükkanında 2010-2012 yılları arasında muhasebe elemanı olarak çalıştığının, işyerinde devamlı olarak çalışan 3 kişi bulunduğunun, ... bey ve kendisinin büro elemanı olarak çalıştıklarının, ismini hatırlayamadığı bir kişinin ise devamlı hamal ve devamlı getir götür işlerinde çalıştığının, davacının ismini ise davalı şirketin Erdemli ve Kargıpınarı"nda bulunan bahçelerinde yevmiye usulü bahçe işçisi olarak çalıştığı şeklinde duyduğunun, davalı şirketin değişik yerlerde bulunan bahçelerinde bu şekilde ürün toplamak için yevmiyeli işçi çalıştırdığının, davalı şirketin Kargıpınarı"nda bir narenciye fabrikası olduğunun beyan edildiği, bordro tanığı ..."ün talimat ile alınan ifadesinde; kendisi davalı şirkette 2009 yılında işe başladığında davacının kendisinin yardımcısı olarak çalıştığının, iş yerlerinin
narenciye paketleme servisi olduğunun, davacının esas görevinin daha çok zirai tarım faaliyetleri ile ilgilenmek olduğunun ve ilaç, gübreleme, sulama işlerini yaptığının, boş zamanlarında da kendisine yardımcı olduğunun, davacının ne kadar maaş aldığını bilmediğinin, ancak davacının sürekli hizmet akdine bağlı olarak çalıştığının, yevmiyeci olmadığının, patronlarından ve komşu işyeri sahiplerinden davacının kendisinden önce de çalıştığını duyduğunun beyan edildiği, komşu işyeri tanıklarından iki si tarafından; davacının davalı şirkete ait fabrikada çalıştığı, ancak hangi tarihler arasında çalıştığını bilmedikleri yönünde beyanlarda bulunulduğu, diğer komşu işyeri tanıklarının ise davacıyı tanımadıklarını beyan ettikleri, davacı tanıklarının da; davacının davalı şirket ortaklarının akrabası olduğu ve yazın ağaçların bakım işini, kışın da kesim işini yaptığı, davalı işyerinde çalıştığı yönünde beyanlarda bulundukları, davalı tanığı ... tarafından da; kendisinin davalı şirkete ait Kargıpınarı petrol ofisi karşısında bulunan fabrikada 05.02.2007 tarihinden itibaren çalıştığının, davacının 2008-2009 ve 2010 yılları arasında davalı işyerinde yevmiyeci olarak çalıştığının, ancak iş olmasa bile davacının her gün işe gelip gittiğinin, davacının parasını zaman zaman kendisinin zaman zaman ise ..."un ödediğini beyan ettiği, davalı tanığı ... tarafından ise; 2001 yılında ..."un yevmiyecisi olarak çalışmaya başladığının, davacının 2004 yılı Ekim ayında ..."un anne ve babasının bağ bahçesinde yevmiyeci olarak çalışmaya başladığını, davacının fabrika kurulana kadar bu şekilde çalıştığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların Kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi ile halen 5510 sayılı Yasa"nın 86. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenilen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise; her ne kadar mahkemece davacı tarafından çalışmalarının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de bordro tanığı ... tarafından; davacının kendisinin yardımcısı olarak çalıştığını, davalı tanığı ... tarafından da davacının her gün işyerine geldiğinin beyan edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla; söz konusu tanık beyanlarından davacının sadece yevmiyeci olarak geçici işler için davalı şirkete ait işyerinde bulunmadığı anlaşıldığı halde, davacının davalı şirkette geçen çalışmalarının hizmet aktine dayanıp dayanmadığı tereddüte mahal bırakmayacak derecede ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının, talep ettiği dönemdeki çalışmalarının hangi tarihler arasında nerede, kimlere ait işyerinde veya azilerde geçtiği, ücretini ne şekilde kimden aldığı, yaptığı işler ve kimler ile birlikte çalıştığı hususlarında detaylı beyanını almak ve birlikte çalıştığını beyan ettiği kişileri dinleyerek davacı beyanı gereğince gerekli araştırmaları yapmak, daha önce dinlenilen tanıklar haricinde; davacının çalıştığını beyan ettiği işyerlerine komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişileri tespit ederek dinlemek, davalı şirketin talep edilen dönemde malik sıfatıyla ya da kiralama yöntemi ile sahip olduğu arazileri araştırmak ve böylece toplanan deliller değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece söz konusu fiili ve hukuki gerçekler dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.