8. Hukuk Dairesi 2011/4015 E. , 2011/4822 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve ...Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.04.2010 gün ve 443/102 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dışı 821 parselin vekil edeni adına tapuya tescilli bulunduğunu, bu taşınmazın doğusundan tahmini 3000 m2’lik kısım ile batısında tahmini 12000 m2’lik bölümün 1953-1954 yıllarında yapılan tapulama çalışmaları sırasında “taşlık niteliği” ile tespit harici bırakıldığını, vekil edeninin bu yerleri 1963 yılından başlayarak 5-6 yıl içerisinde taşınmazın içindeki taşları kırarak ve zincir takıp traktörle çekerek çevresindeki su kanallarının olduğu yerlere ise traktörle toprak getirip doldurarak imar ve ihyasını tamamladığını, ne var ki, taşınmazı her sürdüğünde taşlar çıkmakta taşınmazın veriminin arzu edilen seviyeye ulaşmamakta ise de, üçüncü sınıf arazi konumunu sergilediğinden bu yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 3402 sayılı Kanunun 17. maddesindeki imar ve ihya işleminin tamamlanması nedeniyle tahmini 3000 ve 12000 m2 olarak özgülenen yerlerin müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, imar ve ihya işleminin tamamlanmadığını, zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini, mahallinde keşif yapılarak uzman bilirkişilerden rapor alınmasını ve hava fotoğraflarının uygulanmasını istemiştir. Yargılama aşamasında dava konusu yerlerin Yenimahalle ilçesi, Ballıkuyumcu köyünde 1347 ve 1348 nolu parseller olarak 26.7.1996 tarihinde Hazine adına tescil edildiği bildirilmiştir.
Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi tebligata rağmen oturumlara katılmamış ve cevap vermemiştir.
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre davacının dava dışı 821 parselin doğusunda ve batısındaki dava konusu yerleri 1960 yılından beri aralıksız ve nizasız ekip sürdüğünü, taşlarını temizlediğini söylemiş olmakla 13.10.2003 tarihli krokide A harfi ile gösterilen 21082 m2’lik alanın 1348 nolu parselden tefrik edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, arta kalan A1 ile gösterilen 4710 m2’lik kısmın Hazine üzerinde bırakılmasına yine 1347 nolu ihdas parselinin kapsamında kalan ve aynı krokide B harfi ile gösterilen 2096 m2’lik yere ilişkin tapunun iptali ile son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin isteğin reddine 26.2.2004 tarihinde karar verilmiştir. Bu karar Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 20.4.2004 tarih 2004/2728-3115 Esas ve Karar sayılı ilamı ile özetle; “…1347 parsel numaralı Hazine tapusu kapsamında kalan ve 13.12.2003 tarihli krokide B harfi ile gösterilen 2096 m2’lik yere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümünün onanmasına, 1348 parsel içerisinde kalan aynı krokide A harfi ile gösterilen 21082 m2’lik bölümün iptal ve tesciline karar verilmiş ise de, bu yere ilişkin hava fotoğraflarının yöntemine uygun olarak uygulanması ve dava dilekçesinde takribi 12000 m2 denmesine karşın aşırı miktara ulaşarak 21082 m2’lik bölümünün tesciline karar verilmesinin de HUMK.nun 74. maddesine uygun düşmediği…” gerekçesiyle bozma yapılmıştır. Mahalli mahkemece bozmaya uyulmuştur. 8.10.2008 tarihli ikinci kararda davanın kısmen kabulüne, 1348 nolu parsel içerisinde dava konusu edilen ve 18.6.2008 tarihli fenni bilirkişinin krokisinde C harfi ile gösterilen 3727 m2, D harfi ile gösterilen 408 m2’lik kısımların Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu karar Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, düzeltilerek onanmasını istemiştir. Dairenin 1.10.2009 tarih 2009/3841-4405 Esas ve Karar sayılı ilamıyla “…dava konusu taşınmazın 1954 yılındaki kadastro çalışmalarında ekilemez arazi niteliği ile tespit dışı bırakıldığı, 26.7.1996 tarihinde idari yoldan Hazine adına tescil edilerek 1348 nolu ihdas parselinin oluştuğu, 23.6.2004 tarihinde satış yoluyla Toplu Konut İdaresine devredildiği, HUMK.nun 186. maddesi gereğince davacı vekiline seçimlik hakkının sorulması…” gerekçeleriyle bozulmuştur. Yerel mahkeme ikinci bozma ilamına da uymuştur. 13.4.2010 tarihli üçüncü kararında davanın kısmen kabulüne, 1348 nolu parsel içerisindeki 18.6.2008 tarihli fenni bilirkişi krokisinde C harfi ile gösterilen 3727 m2 ve D harfi ile gösterilen 408 m2’lik yerlerin davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Sözü edilen karar davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, imar – ihyadan söz edebilmek için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesine göre yoğun emek ve para sarf ederek, kayalık, taşlık ve demir girmez vs. nitelikli bir yerin tarım arazisi haline getirilmesidir. Ayrıca, imar ve ihyanın tamamlanmasından itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin aralıksız ve nizasız geçmesi gerekir. Öte yandan, bir yere toprak taşımak imar ve ihya sayılmaz. Kaldı ki, traktörle her sürüşte taş çıkması imar ve ihyanın tamamlanmadığını gösterir. Açıklanan ilkeler dikkate alındığında, dava dilekçesindeki anlatım ve gerekçelerin somut olayda davacı yararına gerçekleşmediğinin ikrarıdır.
Hal böyle olunca; özellikle ilk bozmadan sonra yapılan araştırma ve inceleme kapsamına özellikle dosyada mevcut 18.6.2008 tarih ve 24.6.2008 tarihli bilirkişi raporlarında C ve D harfleriyle gösterilen bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu durum bozma ilamı kapsamlarına, keşifte dinlenen teknik bilirkişi ile jeodezi ve fotoğrometri mühendisi tarafından düzenlenen 18.6.2006 tarihli raporda kabule konu A ile gösterilen 21082 m2’lik yerin 1980 yılına ait hava fotoğraflarında imar ve ihya edilmediği, boş ve doğal görünümlü olduğu, aynı raporlarda C ve D harfleriyle gösterilen bölümlerin ise imar ve ihyasının tamamlanmış tarım arazisi niteliğindeki yerlerden olduğu açıklanmıştır. Teknik bilirkişinin raporunda A harfi ile özgülenen imar ve ihyası yapılmayan bölüm ile kabul kararına konu C ve D harfleriyle gösterilen bölümler 160865 m2 yüzölçümüne sahip büyük bir taşınmaz olan ve ihdas yoluyla oluşan 1348 nolu parsel kapsamında kalmakta fakat farklı bölümlerde bulunmaktadırlar. Bir başka anlatımla bozmaya konu edilen ve Yargıtay denetiminden geçen A harfi ile gösterilen bölümün teknik bilirkişi raporları ile uygulanan hava fotoğraflarına göre imar ve ihyası tamamlanmamış yerlerden olduğu hususunda bir duraksama yoktur. Ne var ki, mahkemece bu bölüm hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmiş değildir. Bozma ilamına uyulmakla tarafları için lehte ve aleyhte usulü kazanılmış hak teşkil edeceği kuşkusuzdur. 20.4.2004 tarihli bozma ilamına uyulmuş olup teknik bilirkişinin raporunda C ve D harfleriyle özgülenen bölümler zeminde farklı yerlerde olup esasen bu bölümler hakkında davacı tarafından usulüne uygun olarak açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır. Bozma öncesindeki aşamalarda dava dilekçesinde gösterilen yerler zemin üzerinde keşif heyeti huzurunda teknik bilirkişilere gösterilmiş C ve D harfleriyle özgülenen bölümlerin dava dilekçesinde yazılı yerler dışında kaldığı açıkça saptanmıştır. Bu nedenle zemin konusunda herhangi bir yanılgıdan söz etmek mümkün değildir.
Hal böyle olunca, dava dilekçesinde özgülenen ve keşif sonucunda bilirkişi raporunda A harfi ile belirlenen 21082 m2’lik dava konusu yerin 1980 tarihli hava fotoğraflarından imar ve ihyasının tamamlanmadığı bu tarihten itibaren Hazine adına ihdas yoluyla kaydın oluştuğu 26.7.1990 tarihine kadar davacı lehine TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddesindeki koşulların gerçekleşmediği saptanmıştır. Kabule göre ise son karara konu edilen ve hakkında harcı yatırılarak yöntemine uygun bir biçimde dava açılmayan bilirkişi raporunda C ve D harfleriyle belirlenen yerlerin dava konusu yerler olmadığı anlaşılmakla bu yerler için kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı Toplu Konut İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 3064,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 03.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.