10. Hukuk Dairesi 2015/5292 E. , 2015/7092 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu somut olayda, sigortalının 19.05.1996 tarihinde işverene ait traktör ile seyir halinde iken, traktörün römorkundan düşerek yaralanması ile sonuçlanan iş kazasının meydana geldiği; eldeki davada, makine mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan 27.05.2013 tarihli raporda davalı alt işverenin %79 kusurlu bulunduğu, kazanın oluşumunda %1 oranında dava dışı Ahmet Önem’in, %10 oranında asıl işveren Çatalca Belediye Başkanlığının %10 oranında sigortalının kusurlu olduğunun bildirildiği, anılan rapora dayalı olarak hüküm kurulduğu, ceza davasında alınan raporda ise, Ahmet Önem’in 4/8, sigortalının 4/8 orananda kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesindeki “İş kazası ..., işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22’nci maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı ..., 3’üncü bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3’üncü kişilere ... rücu edilir.” düzenlemesi gereği, davanın rücu alacağından sorumluluğu ancak, maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür.
Anılan Yasal düzenleme çerçevesinde kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi hükmü doğrultusunda alınacak raporda tartışılmalıdır. İşveren yada işverenlerin tamamen kusursuz kabul edilebilmesi için ise, anılan madde gereğince, işyerindeki işçilerin sağlığı ve iş güvenliğini sağlamaya yönelik her türlü tedbiri alması, uygun çalışma ortamı hazırlaması, araçları noksansız bulundurması, işçileri etkin bir biçimde denetlemesi, gözetlemesi, bütün yükümlülüklerini özenle yerine getirmesi gerekir.
Mahkemece, makine mühendisi tarafından hazırlanan 27.05.2013 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş ise de; ceza davasında alınan bilirkişi raporlarında kusur oranlarının çok farklı belirlenmesi karşısında, öncelikle, davalı işveren ile Çatalca Belediye Başkanlığı arasındaki sözleşmelerin bir sureti celp edilirek, davaya konu iş kazasının meydana geldiği işyerinde dava dışı Çatalca Belediye Başkanlığı’nın asıl işveren sıfatına sahip olup olmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak ve taraflar arasındaki asıl işveren-taşeron ilişkisi irdelenerek, sonuca göre, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek, iş kazasında kusurlu bulunan kişilerin kusurunun sebebini ve sıfatlarını ayrıntılı olarak açıklayacak biçimde rapor alınıp irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
2-Kabule göre de; 506 sayılı Yasanın 9 ve 10. maddesi çerçevesinde davalının sorumluluğu belirlenirken, işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek, hesaplanacak maddi tazminat miktarından, Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50’sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak, davalının sorumlu olduğu kusur oranı ve tazminat tutarı belirlenip hükümde gösterilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalının sorumlu olduğu kusur oranı ve bu orana göre belirlenen tazminat miktarı belirtilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi