Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/32692
Karar No: 2015/33802
Karar Tarihi: 30.11.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/32692 Esas 2015/33802 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/32692 E.  ,  2015/33802 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, .... Aile Mahkemesinin 2014/346 Esas sayılı dava dosyasında verdiği karşı dava dilekçesinde, taraflar arasında devam eden bir boşanma davası olduğunu, karşı davalı ... ün eczacı olup eczanesinin bulunduğu, davacının ise iktisat fakültesi mezunu olduğu, evliliği müteakip ...’ün işini terkederek muhasebe ve mali müşavirlik yasasına göre yüksek gelir elde etmek imkanı varken davacı ve karşı davalı ... ile birlikte eczaneyi birlikte çalışarak yürüttüklerini, ve ... ün mesleki gelirden mahrum kaldığı, eşine ait görünen işyerinden ücret gelir ve tazminat almadığı, evliliğin devamını teminen buna katlandığını, eşine ait görünen işyerinden ücret gelir ve tazminat almadığını, evliliğin devamını teminen buna katlandığını iddia ederek karşı davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ... Aile Mahkemesi tarafından, tazminat alacağına yönelik işbu talepler hakkında asıl davadan tefrik ve ardından görevsizlik kararı verilerek dosya ...İş Mahkemesine gönderilmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, .... Aile Mahkemesinin 2014/346 Esas 2014/609 Karar sayılı dava dosyasındaki dilekçeleri ve beyanlarında, davacının dava konusu işyerini davalı ile birlikte işlettiklerini, her ikisinin de müşterek çalıştıklarını, karşı davacının işyerinde işçi konumunda bulunmadığını, taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının kasadan istediği vakit istediği miktarda para alabildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının işçi konumunda değil işyerini birlikte işleten konumunda olduğu, taraflar arasında 4857 sayılı iş kanunun aradığı işçi işveren ilişkinin bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

    D) Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
    4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
    Kanunun 2 nci maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır. İşçi ve işveren sıfatları aynı kişide birleşemez.
    Yasanın 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir.
    İş sözleşmesini diğer iş görme edimleri(vekalet, ortaklık, eser veya kişi organ)nden ayıran en önemli ölçüt bağımlılık ilişkisidir.
    İş sözleşmesini belirleyen ölçüt hukukî-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukukî bağımlılık işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerir. İşçi edimini işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine getirir. İşçinin işverene karşı kişisel bağımlılığı ön plana çıkmaktadır. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini, işçinin işverenin talimatlarına göre hareket etmesi ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. İşin işverene ait işyerinde görülmesi, malzemenin işveren tarafından sağlanması, iş görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat alması, işin iş sahibi veya bir yardımcısı tarafından kontrol edilmesi, işçinin bir sermaye koymadan ve kendine ait bir organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödenme şekli, kişisel bağımlılığın tespitinde dikkate alınacak yardımcı olgulardır. Bu belirtilerin hiçbiri tek başına kesin ölçüt teşkil etmez. İşçinin işverenin belirlediği koşullarda çalışırken kendi yaratıcı gücünü kullanması ve işverenin isteği doğrultusunda işin yapılması için serbest hareket etmesi bağımlılık ilişkisini ortadan kaldırmaz. Çalışanın işyerinde kullanılan üretim araçlarına sahip olup olmaması, kâr ve zarara katılıp katılmaması, karar verme özgürlüğüne sahip bulunup bulunmaması bağımlılık unsuru açısından önemlidir.
    İş sözleşmesinde işçi işveren için belirli veya belirsiz süreli olarak çalışır. Vekâlet sözleşmesinde ise vekil kural olarak uzmanlığı bakımından iş sahibinin talimatları ile bağlı değildir. İş sözleşmesinin varlığı ücretin ödenmesini gerektirir. Oysa vekâlet için ücret zorunlu bir öğe değildir. Vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerde iş sözleşmesinin aksine sosyal nitelikte edimlere ve koruma yükümlülüklerine rastlanmaz. Vekil bağımsız olarak iş görür, bu nedenle faaliyetini sürdüreceği zamanı belirlemede kısmen de olsa serbestliğe sahiptir. Bütün zamanını tek bir müvekkile özgülemek zorunda olmayan vekil, farklı kişilerle vekâlet sözleşmeleri yapabilir. Ekonomik olarak tek bir işverene bağımlı değildir.
    Somut uyuşmazlıkta, davalının eşi olan davacının, davalıya ait eczanede çalıştığı sabittir. Mahkemece savunmaya itibar edilerek, davacının eşi ile birlikte işleten, kısaca somut işveren konumunda olduğu kabul edilmiştir. Ancak davacının işyerinde temsil ve doğrudan kendi adına hareket ettiği ortaya konmamıştır. İşyerinin eşe ait olması, diğer eşinde burada çalışması halinde doğrudan kendi adına hareket etmediği sürece işveren sıfatı kazandırmaz. Davacının aylık ücretle çalıştığı, işvereni olan eşi adına hareket ettiği, eczanenin eşine ait olduğu bağımlılık ilişkisi neden ile aralarında aynı zamanda iş ilişkisi olduğu, karı-koca olmalarının iş ilişkisine etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunduğu, bu nedenle davaya bakma görevinin iş mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından, mahkemece davaya devam edilerek esas hakkında karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.
    Diğer taraftan, sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu yönündeki kabul de, dava konusunun miktarına bakılmaksızın iş mahkemesinin görevli olmaması halinde somut uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu belirtilmesi gerekirken, sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi de usule aykırıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi