Esas No: 2018/2033
Karar No: 2021/1431
Karar Tarihi: 04.03.2021
Danıştay 4. Daire 2018/2033 Esas 2021/1431 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2033
Karar No : 2021/1431
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, İstanbul Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün E:… satış sayılı dosyasından yapılan ihale sonucu satın alınan Bakırköy İlçesi, … Mah., … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davacı tarafından ihtirazi kayıt konularak fazladan ödendiği iddia olunan 547.400 TL katma değer vergisi, 64.915,20 TL katma değer vergisine uygulanan pişmanlık cezası ile 2.308,55 TL damga vergisi gecikme cezasının tahsilatının iptali ve fazladan ödenen katma değer vergisi ile ferilerinin iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının satın aldığı taşınmazın 150 m²'nin altında olduğu dolayısıyla katma değer vergisinin %1 oranında uygulanması gerektiği, ihalenin 28/03/2013 tarihinde kesinleştiği değerlendirildiğinde vergiyi doğuran olayın bu tarihte gerçekleştiği dolayısıyla 2012/8 ve 9 dönemi için tahakkuk ettirilen katma değer vergisi pişmanlık zammı ile damga vergisi pişmanlık zammında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu .... Vergi Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, … İcra Müdürlüğünün E:… satış sayılı dosyasından yapılan ihale sonucu satın alınan Bakırköy İlçesi, … Mah., …. pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davacı tarafından ihtirazi kayıt konularak fazladan ödendiği iddia olunan 547.400 TL katma değer vergisi, 64.915,20 TL katma değer vergisine uygulanan pişmanlık cezası ile 2.308,55 TL damga vergisi gecikme cezasının tahsilatının iptali ve fazladan ödenen katma değer vergisi ile ferilerinin iadesi istemiyle açılan davada verilen kabul kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 1. maddesinde, Türkiye'de yapılmak kaydıyla aynı madde bentlerinde sayılan gelir unsurları ile her türlü mal ve hizmet ithalatı yanında, diğer faaliyetlerinden doğan teslim ve hizmetlerin verginin konusunu teşkil edeceği hükme bağlandıktan sonra, 1/3-d maddesinde, müzayede mahalinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar ile ... tesliminin verginin konusuna gireceği belirtilerek, mezkur mahallerdeki satışlar hiç bir ayrıma tabi tutulmaksızın ve istisna durumu da gözetilmeksizin genel hükümler gereği (satılan menkul veya gayrimenkuller) KDV'ye tabi tutulmuştur.
Buna göre, ticari bir nitelik taşımasa ve bir nevi 1/1 maddede sayılan gelir unsurlarına dahil olmasa dahi, icra, izale-i şuyu veya tasfiye gibi nedenlerle ''müzayede mahalleri''nde yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki ihale, menkul ve gayrimenkul satışları, genel bir tarzda KDV'ye tabi olacaktır.
Bilindiği üzere, müzayede kavramı; açık artırma suretiyle yapılan satışı, satışın gerçekleştiği yer de müzayede mahalli olarak adlandırılmaktadır.
İcra dairelerinin icra memurlukları veya icra memurlarınca yapılan satışlar müzayede usulü ile gerçekleştirilmekte ve icra satış memurlarının satış yaptıkları yerde müzayede mahalli sayılmaktadır.
Hukuki sonuçları itibariyle esasen, müzayedenin İcra İflas Kanunu veya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılması, satışların özel yada aleni artırma ile gerçekleştirilmesi, durumu değiştirmeyecektir.
Bu anlamda, müzayede suretiyle satılan mal ve hakların ticari bir işletmeye veya özel bir şahsa ait olmasının vergileme açısından da bir etkisi olmayacaktır.
Yukarıda sözü edilen 3065 sayılı Kanunun 10/a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile vergiyi doğuran olayın vukuu bulacağı 2/1. maddede, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlere devredilmesinin teslim sayılacağı, 8/1-ç maddesinde, müzayede mahallerinde yapılan satışlarda satışları yapanların verginin mükellefi olacağı, müzayede mahallinde yapılan satışlarda matrahın ise özel matrah şekilleri başlıklı 23/d. maddesine göre, kesin satış bedeli olan değer olacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
Öte yandan, İcra İflas Kanununa göre ihalenin tamamlanması, hukuki sonuçları da doğurmaktadır.
Şu halde, müzayede mahallerindeki satışlarda vergiyi doğuran olay satışın yapıldığı tarihte meydana gelmekte (cebri icra yoluyla yapılan satışlarda ihalenin feshi davası açılması hariç) verginin mükellefi yine müzayede mahalinde satışı yapanlar olmakta, matrahını ise kesin satış bedeli oluşturmaktadır.
Olayda, davacının satın aldığı taşınmaz satışının icra memurluğunca yapılmış olduğunun tartışmasız olması, yukarıda zikredilen mevzuat hükümleri uyarınca icra memurluk veya icra memurlarınca gerçekleştirilen satışın müzayede yoluyla yapılması ve bu yolla yapılan satışın yapıldığı yerin müzayede mahalli sayılması ve müzayede mahallindeki satışların hiç bir ayrıma tabi tutulmaksızın ve istisna durumu da gözetilmeksizin genel hükümler gereği vergilendirileceğinin belirtilmesi karşısında; davacının satın aldığı taşınmazın 150m2'nin altında olduğu dolayısıyla %1 oran esas alınarak vergilendirilmesi gerektiği iddiasıyla, fazladan ödediğini belirttiği %17'lik kısmın iade edilmesine yönelik temyize konu Vergi Mahkemesi kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.