10. Hukuk Dairesi 2014/28007 E. , 2015/7080 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, malullük aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
22.03.1995 tarihinden itibaren sigortalılığı bulunan davacının, 12.05.2009 tarihinde Kurumdan malullük aylığı talebinde bulunduğu, Kurumca, çalışma gücünü % 60 oranında kaybetmediği gerekçesi ile talebinin ret edildiği, Kurumun ret kararı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 25 ve devamı maddeleridir.
Anılan Kanunun 25. maddesinin 1. fıkrasının “Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60"ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60"ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl sayılır.” hükmü ile sigortalıların hangi hallerde malul sayılacağı belirlenmiştir.
26. maddenin “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a)25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./14.mad) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c)Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü ile de malul sayılan sigortalıların malullük aylığından yararlanabilmeleri için gereken şartlar düzenlenmiştir.
Hastanelerin sağlık raporları arasında çelişki bulunması durumunda, bu çelişkinin, 95. maddede belirtilen prosedüre uyularak, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan, itiraz halinde ise ... Kurumundan alınacak raporla giderilmesi gereklidir. Ancak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan verilecek rapor ile Adlî Tıp Kurumu’ndan alınacak rapor arasında çelişki mevcut olması halinde ... Genel Kurulundan rapor alınmalıdır.
Somut olayda; Yüksek Sağlık Kurulunun 18.06.2010 tarihli raporunda, sigortalının çalışma gücünü % 60 oranında kaybetmediğinin bildirildiği, ... Kurumu 3. İhtisas Dairesi ve Genel Kurulunun ise davacının 2/3 oranında çalışma gücünü kaybetmediğini bildirmesi üzerine anılan raporlara dayalı hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 5510 sayılı Yasanın 95. maddesinde öngörülen prosedür çerçevesinde, öncelikle ... Kurumu 3. İhtisas Dairesinden davacının çalışma gücünün % 60"ını kaybedip etmediği yönünde rapor alınmalı, anılan raporda çalışma gücünün %60 oranında kaybedilmediğinin bildirilmesi halinde, şimdiki gibi karar verilmelidir. Çalışma gücü kayıp oranının %60 ve üstü olduğunun bildirilmesi halinde ise raporlar arası çelişkinin oluşması nedeni ile, ... Kurumu Genel Kurulundan çelişkileri giderecek şekilde rapor alınarak, davacının çalışma gücünün % 60"ını kaybedip etmediği tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenerek, çalışma gücünün %60 oranında kaybettiğinin belirlenmesi halinde, davacının tüm sigortalılık sürelerini içerir sicil dosyası Kurumdan celp edilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.