Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1190
Karar No: 2022/14638
Karar Tarihi: 17.10.2022

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2022/1190 Esas 2022/14638 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2022/1190 E.  ,  2022/14638 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi


    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Hükmolunan cezanın süresi itibariyle kabulünde yasal olanak bulunmayan sanıklar müdafiilerinin duruşma talebinin CMK.nın 299. maddesi uyarınca reddi ile dosya üzerinden yapılan incelemede;
    Cumhuriyet Savcısının temyiz talebinin sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
    1-)Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik incelemede;
    Bozma ilamlarına uyularak mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, Cumhuriyet Savcısının ve katılan vekilinin suçun unsurlarının oluştuğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2-)Sanıklar ..., ... hakkında kurulan hükümlere yönelik incelemede ise;
    Bozma ilamlarına uyularak yapılan yargılamada katılan ... vekilinin ve sanıklar müdafilerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    İşkence, ulusal hukukta olduğu gibi uluslararası sözleşmelerle de yasaklanmıştır. T.C. Anayasası'nın 17. maddesinde herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra, "Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz" denilmiştir.
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca; "Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tâbi tutulamaz." ve 15/2. maddesi gereğince de bu yasak olağanüstü durumlarda bile ortadan kaldırılamaz.
    İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 5. maddesi ile de, "hiç kimsenin işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muameleye tâbi tutulamayacağı" kabul edilmiştir.
    İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Küçültücü Muamele ya da Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde ve İşkencenin ve İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Ceza ya da Davranışın Önlenmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesinde işkence yasaklanmış ve işkencenin önlenmesi için alınacak önlemler hükme bağlanmıştır.
    İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Küçültücü (Onur Kırıcı) Muamele ya da Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 1.maddesinde, işkence terimi, "bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayrım gözetmeden herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatiyle uygulanan fiziki veya manevi ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez" şeklinde tanımlanmış, bu maddenin,"konu hakkında daha geniş uygulama hükümleri ihtiva eden herhangi uluslararası bir belge veya milli mevzuata halel getirmeyeceği" belirtilmiştir.
    Zalimane muameleler, "mağdura yapılan maddi veya manevi ızdırap verici her türlü işlemleri", insani olmayan muameleler, "insanlık kişiliğini ve duygusunu önemli derecede incitici eylemleri", haysiyet kırıcı hareketler ise, "bir kimsenin namus, şöhret veya haysiyetine saldırı niteliğinde olan, kişi üzerinde manevi eziyet doğuracak fiilleri" ifade etmektedir.
    Somut olayda ise; katılan ...'nın 29.11.2006 günü başka bir soruşturma dosyasında şüpheli olarak karakola getirildiğini ve olay günü saat 13:30 sıralarında karakola geldiğinde sanık polis memurlarınca resmi işlemleri yapılmadan nezarethaneye indirildiğini, sanıklar tarafından suçu kabullenmesinin istendiğini, kabul etmeyince de üzerine tazyikli su sıkılıp tekme atılarak, jopla vurularak dövüldüğünü, sanık ...'in ise kılıfı içinde olmayıp belinde taşıdığı ve o esnada yere düşen silahını alıp silahın kabzası ile vurmak suretiyle çenesini kırdığını beyan ettiği olayda; mahkemece katılanın iddiasına itibar edilerek işkence suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ise de; katılan ...'nın yaralandığı şeklindeki iddiasının birbirleriyle uyumlu 29.11.2006 tarihli (saat 15:55), 30.11.2006 tarihli rapor ve 28.02.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'nun 2018/1374 sayılı doktor ve kurul raporlarına göre sabit olduğu ancak; katılanın nezarethanede çırılçıplak soyulduğuna, hortumla ıslatıldığına dair iddialarının doğruluğu konusunda beyanı dışında
    delil bulunmadığı gibi sanıkların iddia konusu eylemlerinin sistematik ve süreklilik arz eder şekilde olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; eylemlerine uyan TCK.nın 86/1;3-d,e ve aynı yasanın 87/3. maddelerinde düzenlenen netice sebebiyle kasten yaralama suçu gereğince cezalandırılmaları gerekirken yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek işkence suçundan hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.10.2022 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY GEREKÇESİ

    Gasp, konut dokunulmazlığının ihlali ve cinsel saldırı suçlarının şüphelisi olarak karakola getirtilen katılan ... aşamalarda; çağrılması üzerine 29.11.2006 günü saat 13.30 sıralarında karakola geldiğini, sanık polis memurlarınca resmi işlemler yapılmadan nezarethaneye indirildiğini, suçu kabullenmesinin istendiğini, kabul etmeyince sanıklar tarafından üzerine tazyikli su sıkılıp tekme atılarak, jopla vurularak dövüldüğünü, sanık ...'nin ise kılıfı içinde olmayıp belinde taşıdığı ve o esnada yere düşen silahını alıp kabzası ile vurarak çenesini kırdığını beyan etmiştir.
    Soruşturma kapsamında resmi işlemlere esas olmak üzere 29.11.2006 tarih ve saat 15.15'te düzenlenmiş nezarethane giriş raporunda; katılanda 'sol kaş üstünde, burun üzerinde kızarıklık, çenede hassasiyet, 3. molar dişte kırık, göğüs ön taraf sternum ile göbek üzerinde, sırtta, sol alt göğüs hizasında, bel kısmında solda kızarıklık saptandığı' belirtilmiş; ayrıca çenedeki ağrı nedeniyle diş hekimine gönderilmiş, yapılan muayenede alt çene sol tarafta çene kemiğinde krepitasyon olduğu belirlenerek sol alt çene 3. molar dişi çekilmiştir.
    30.11.2006 ve 12.12.2006 tarihli raporlarda da, katılanda görülen arazlar tekrarlanmış; 14.05.2007 tarihli raporda ise, orta derecede hayati fonksiyonları etkileyen kırık bulunduğu açıklanmıştır.
    Alınan doktor raporundan sonra saat 16.10 itibariyle ... ve ... tarafından düzenlenen, diş hekimi ... tarafından da imzalanan tutanakta, katılanın adli muayenesi yapıldığı esnada görevli doktora sol alt çenesindeki dişlerin 3-4 günden beri ağrıdığını ve kendisinin sosyal güvencesi olmadığından dolayı da doktora gidemediğini beyan ettiği yazılmıştır. Çene kırığının oluşma zamanına ilişkin tutanaktaki bu ifade doktor raporunda yer almamış, aynı
    tutanakta imzası bulunan diş hekimi 04.10.2007 tarihli savcılık ifadesinde ve duruşmadaki beyanlarında '...katılan bana dişlerinin 3-4 günden beri ağrıdığı yönünde bir şikayette bulunmadı ...söz konusu tutanağı polis memurları yazdılar, prosedürün bu yönde olduğunu söylediler, ...tutanağı imzalarken olay pek kafama yatmadı, ancak polis memurları prosedürün bu yönde olduğu yönünde ısrarcı olunca...tutanak altına imza koydum demiştir.
    Sanıklar savunmalarında suçlamayı kabul etmemiş ve katılanın kendilerine 'çenesindeki ve dişindeki kırığın emniyete gelmeden 2-3 gün önce ... tarafından çenesine yumruk atılması sonucu oluştuğunu' söylediğini ifade etmişlerdir. Tanık olarak dinlenen ... ve katılan ise, aşamalarda değişmeyen ve birbiriyle tutarlı ifadelerinde aralarında bir kavga ve darp olayının olmadığını, hiçbir şekilde karşılaşmadıklarını beyan etmiştir. Katılan ile aynı işte çalışan ve karakola davet edildiğinde katılanın yanında bulunduğunu ve yüzünde, çenesinde ya da vücudunda kırık, yara ya da dikkat çekecek bir şey bulunmadığına dair tanıklar Aysan Baş, Halil Karakuş'un beyanları ve 27.02.2017 tarihli bozma ilamımız sonrası alınan 28.02.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporuna göre söz konusu kırığın hekim olmayanlarca anlaşılamayacağının belirtilmesi dolayısıyla işkenceden korkan katılanın olay günü Savcı ve Sulh Ceza Hakimi tarafından yapılan sorgusunda işkenceden bahsetmemesi nedeniyle işkencenin anlaşılmaması; ayrıca katılan ...'nın şikayet dilekçesinde söz konusu gasp, yağma ve cinsel saldırı dosyasında birlikte yargılandığı ... ile birlikte işkence gördüğünü beyan etmesi ve dosya şüphelisi ...'in ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/18 esas sayılı dosyasında 01.03.2007 tarihli duruşmada katılan ...'nın iddiasını doğrulaması karşısında; katılanın tutuklandığı gün şikayette bulunmayıp anlatımlarında ileri sürdüğü çeşitli nedenlerle olaydan sonra 14.12.2006 tarihinde şikayette bulunmasının olayın gerçekleşmediği anlamına gelmeyeceği açıktır.
    Alınan doktor raporları, raporlarda yer alan bulguların oluşma zamanına ilişkin tutanağın ve savunmaların tanık beyanlarıyla doğrulanması, tanık diş hekimi ...'in aşamalarda değişmeyen beyanları, işkenceye dair bulguların dışarıdan fark edilmediğine ilişkin bozma sonrası alınan doktor raporu ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde; katılandaki arazın yalnızca çene kemiğindeki kırıktan ibaret olmadığı aynı zamanda soruşturma kapsamında resmi işlemlere esas olmak üzere 29.11.2006 tarih ve saat 15.15'de düzenlenmiş nezarethane giriş raporunda; katılanda 'sol kaş üstünde, burun üzerinde kızarıklık, çenede hassasiyet, 3. molar dişte kırık, göğüs ön taraf sternum ile göbek üzerinde, sırtta, sol alt göğüs hizasında, bel kısmında solda kızarıklık saptandığı' belirtildiğinden yaralanmaların vücuttaki dağılımı ve sayısı gözetildiğinde hayatın olağan akışına göre sanıkların eyleminin sistematik şekilde gerçekleştiği ve ani gerçekleşen
    yaralama boyutunu aştığı gibi doktor raporlarındaki saptamaların katılanın anlatımlarıyla uyumlu olması, sanıkların katılanın ... ile kavga etmesi nedeni ile yaralandığına dair savunmalarının da doğrulanamaması hususları birlikte gözetildiğinde; eylemlerinin işkence suçunu oluşturduğu hususundaki mahkemenin kabulünde isabetsizlik bulunmadığından sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz.17.10.2022




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi