8. Hukuk Dairesi 2011/3264 E. , 2011/4780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri, dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17.06.2009 gün ve 438/269 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, dava konusu 101 ada 97, 126, 138 ve 140 parsel sayılı taşınmazlardan ikisinin miras yolu ile intikal ve taksim sonucu kendisine kaldığını, diğer ikisinin de harici senet ile 1984 yılında satın ve devraldığını açıklayarak davalılar adına bulunan payların iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., 6.2.2008 günlü yargılama oturumundaki imzalı beyanıyla davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Diğer davalılar ise, dava konusu taşınmazların ortak miras bırakanları olan ...’ten kaldığını, usulüne uygun şekilde tüm mirasçıların katılımı ile yapılan herhangi bir taksim bulunmadığı gibi satışın da söz konusu olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 101 ada 97, 126, 138 ve 140 parsellerin tapu kayıtlarının iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlar, kadastro çalışmaları sırasında senetsizden, miras bırakan ...’in ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, taksim yapılmadığı açıklanmak suretiyle verasette iştirakli olarak ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına 16.9.2005 tarihinde tespit edilmiş, 14.10.2005 tarihinde kesinleşen tutanaklara istinaden tapu kayıtları oluşmuştur. Taşınmazlar halen belirtilen tespit malikleri adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır.
Davacı, dava konusu taşınmazların ortak miras bırakanları ...’in ölümü ile mirasçılara intikal ettiğini, üç erkek kardeşin aralarında paylaşım yaptıklarını, köyün aşağı mevkinde kalan tarlaları iki kız kardeşlerine verdiklerini, yukarı mevkide bulunan tarlaları kendilerinin paylaştıklarını, kız kardeşleri ...’ye dört parça, ...’ye ise bir parça yer verdiklerini, ...’ye verdikleri dört parça yerdeki haklarını 20 koyun karşılığı kendisinden satın ve devraldığını ileri sürmüş, davalılardan ... dışında kalan tüm davalılar, miras bırakan ...’ten intikal eden taşınmazların taksim edilmediğini, miras bırakanın ne sağlığında ne de ölümünden sonra taşınmazların herhangi bir satıma konu edilmediğini, tüm mirasçıların payları bulunduğunu savunmuştur.
Dava, miras sebebiyle iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı ve davalıların 8.6.1984 tarihinde ölen ... mirasçıları oldukları, dava konusu taşınmazların adı geçen kişiden kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, taksim ve satışa dayanarak taşınmazlardaki davalıların paylarının iptalini ve adına tescilini istemiş, davalılar taksim ve satışın söz konusu olmadığını bildirmişlerdir. Taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığına göre taksim ve satın alma olgusunun davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Yapılan keşifte dinlenen tanıkların beyanları, davacının paylaşıma yönelik açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı suretiyle yöntemine uygun biçimde yapılan bir paylaşımın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Miras bırakanın terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği ile mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkündür. Davacı, mirasçılardan kızkardeşi olan ve 7.4.1999 tarihinde ölen ...’nin payını 12.3.1985 tarihli senetle satın ve devraldığını ileri sürmüştür. Dava konusu taşınmazlar öncesi itibariyle tapusuz yerlerdendir. Kadastro çalışmalarından evvel elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlarda paydaşlar arasındaki satış her türlü delille kanıtlanabilir (3402 sayılı Kadastro Kanunu m.14,15 ). Yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına, dosyada yer alan 12.3.1985 tarihli harici satış senedi ile tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalılardan ..., ... ve ...’in anneleri ...’ın miras payını satın aldığı kanıtlanmış bulunmaktadır. Bu açıklamalara göre; ortak miras bırakan ...’den ..’a intikal eden miras payı yönünden davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın diğer tüm mirasçıların payları bakımından da kabulü doğru olmamıştır. Davayı kabul eden ve beyanını imzası ile onaylayan davalılardan ..., ölü Hatice’nin oğlu olup, Hatice sağlığında miras payını davacıya satıp devrederek, dava konusu taşınmazlar bakımından terekeden çıkmış bulunduğundan kabul beyanının sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Davalı ... ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. ve HMK.nun Geçici 3. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 85,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 3.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.