21. Hukuk Dairesi 2011/3946 E. , 2013/1014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, yersiz olarak ödenen ölüm aylığının faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davalının eşi...’nın 1972 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu ölümü nedeniyle ölüm aylığına hak kazandığı, davalının ikinci kez 23.9.1976 tarihinde evlenmesi üzerine ilk eşinden bağlanan aylıkların kesilerek 15.6.1985-20.1.2006 tarihleri arasında yersiz ödenen toplam 18.174.81 TL aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece,davacı Kurumun davacıya bağlanan aylıkları 31.1.2006 tarihli yazı ile kesmesine rağmen alacağın tahsiline ilişkin bu davayı 28.3.2007 tarihinde açtığı Borçlar Kanunun 66.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeden doğan alacakların 1 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu davanın 1 yıl içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mülga, 506 sayılı Yasanın 68/V maddesi ile “Sigortalının dul eşi evlenirse aylığı kesilir” hükmünü içermektedir.Dosyadaki belgelerden davalının 23.9.1976 tarihinde 2.kez evlendiği durumun Kurum tarafından öğrenilmesi üzerine 3.11.2006 tarihli yazı ile davalının aylıkları kesilerek 15.6.1985-20.1.2006 tarihleri arasında ödenen 18.174.81 TL’ lik aylıklar toplamının borç kaydedildiği,ancak bu yazının davalıya tebliğine ilişkin belgeye rastlanmadığı, 13.2.2006 tarih ve 96836 sayılı yazı ile de davalının banka hesabının kapatılması için....nın ilgili şubesine yazı yazıldığı son olarak 28.3.2007 havale tarihli dilekçe ile bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6111 sayılı Yasa"nın 44.maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasa’nın “Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı 96. maddesinde;
"Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.
Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.
Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Mahkemece, 5510 sayılı Yasanın 96/a maddesi ve dosyadaki deliller gözetilmeksizin olayda uygulama imkanı bulunmayan Borçlar Kanunun 66.maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir .
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.