Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/992 Esas 2019/5349 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/992
Karar No: 2019/5349
Karar Tarihi: 28.11.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/992 Esas 2019/5349 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı vekili, davalı tarafından kendisi hakkında başlatılan icra takibinin haksız olduğunu ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır. Davacıya ait olmayan imzanın bulunduğu 55.000 TL bedelli bononun davacı tarafından aval verildiği iddia edilmiştir. İlk derece mahkemesi, inceleme sonucu davacıya ait imzanın bonoda bulunduğunu belirlemiş, davacının borcunun ödendiği ispatlanamadığından davanın reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi ise, bononun davacı tarafından aval verildiği ve borcun ödendiği ispatlanmadığından ilk derece mahkemesi kararının doğru olduğu sonucuna vararak davacının istinasının reddine karar vermiştir. Kararda kanun maddesi belirtilmemiştir.
Not: Yasal bilgilendirme yapılamadığı için cevap yazılırken, herhangi bir yasal tanımlama yapılmamıştır. Ülkenin yürürlükte olan ilgili kanunlarını göz önünde bulundurmanız önerilir.
19. Hukuk Dairesi         2018/992 E.  ,  2019/5349 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen menfi tespit davası hakkında İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi"nden verilen davanın reddine yönelik 2016/72 esas ve 2017/4 karar sayılı ve 11.01.2017 tarihli hükme karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması sonucunda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2017/1187 esas ve 2017/1228 karar sayılı ve 23.11.2017 tarihli ilamına karşı verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalının alacaklı olduğu iddiası ile davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, takip konusu 05.03.2012 tanzim ve 08.06.2012 vade tarihli 55.000 TL bedelli bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davacının bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin davacı yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı"nın 01.11.2016 tarihli adli tıp raporunda, inceleme konusu senedin ön yüzünde atılı imzalar ile ..."in mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, inceleme konusu senedin arka yüzünde "kefil" okunur ibarenin solunda atılı imza ile ..."in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın ..."in eli ürünü olduğunun bildirildiği, buna göre, takibe konu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafça ödeme iddiasında bulunulmadığı ve başkaca bir delilde ibraz edilemediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince, dava konusu bononun ön yüzünde müteselsil kefil ibaresinin bulunduğu matbu kısımda davacı isminin yer aldığı, ancak ön yüzde davacıya atfen imza bulunmadığı, bononun arka yüzünde kefil ibaresinin solunda davacıya ait olduğu Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olan imzanın yer aldığı, bu imzanın ön yüzde yer alan isme atfen ve devamı niteliğinde atıldığı, bonoda atılı bulunan imzanın aval hükmünde olduğu, davacının söz konusu bonoyu aval veren olarak imzaladığı ve bonoda keşideci ve lehdar dışında başka ciranta bulunmayıp, kimin için aval verildiği yönünde açıklık yoksa keşide eden lehine aval verildiğinin kabulünün gerektiği, davacı aval veren konumunda olup takipten önce borcun ödendiği ispatlanamamasına göre, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın maddi hukuka ve muhakeme hukukuna uygun olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1187 esas ve 2017/1228 karar sayılı ve 23.11.2017 tarihli hükmün ONANMASINA, dosyanın İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.