20. Hukuk Dairesi 2013/2066 E. , 2013/7684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 23.05.2011 havale tarihli dilekçesiyle, .... Köyünde bulunan ve içinde yaklaşık 22 dönüm olan ve kendisinin kullanımında olan 4 parça taşınmazının 181 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında, P.XLII poligon numarasıyla mera ve yaylak niteliğiyle 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz içinde bırakıldığını, ancak; P.XLII poligon sayılı taşınmaz içinde bırakılan ve kendisinin fiilî kullanımında olan bu taşınmazların mera ile ilgisi bulunmadığı, tarım arazisi niteliğinde olduklarını iddia ederek, kendisi tarafından kullanılan bu taşınmazların keşifle belirlenip kendisinin kullanımında ve tarla niteliğinde olduğunun orman kadastro tutanaklarına geçirilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca nitelik kaybı nedeniyle gerçek kişilerin taşınmazın orman sınırları dışına çıkartılması hususunda idareyi zorlayıcı şekilde dava açmakta hukukî yararı ve aktif dava ehliyet bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulama tutanağının dava konusu taşınmaza ilişkin işgalci ve nitelik belirlemesine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp, 23.11.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 25.11.2010 tarihinde ilân edilen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dava; mahkemenin gerekçesinde belirtiği gibi, dava konusu edilen taşınmazın, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre, Yönetimi zorlayıcı nitelikte orman sınırları dışına çıkarılması istemine ilişkin değildir. Zira dava konusu edilen P.XLII poligon numaralı taşınmaz, taşınmazın bulunduğu yörede 25.11.2010 tarihinde ilân edilen 6831 sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına hali hazırda çıkartılmıştır. Tüm dosya kapsamından, davacının, dava konusu taşınmazın Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılması işlemine esas olan 2/B madde uygulama tutanaklarında, işgalci olarak isminin geçmemesi ve tutanaklarda taşınmazın mera olarak nitelendirilmesini dava ettiği anlaşılmaktadır. Yani bir başka anlatımla, somut dava sınırlandırmaya itiraz olmayıp, sınırlandırmaya esas tutanağın içeriğine ilişkindir. Ancak; orman sınırı dışına çıkartılan bu neviden yerlere ilişkin olarak 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek 4. maddesi
uyarınca yapılacak kullanım kadastro çalışmasında taşınmazın fiilî kullanıcısı ve niteliği belirlenebilir. 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulama çalışmaları sırasında, fiilî kullanıcı tespiti ve nitelik tespiti (mera, tarla, bahçe gibi nitelik tespiti) yapılmamaktadır. Sadece taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olup olmadığının tespiti yapılmaktadır. Davacının adının, 2/B madde uygulama tutanaklarında işgalci olarak geçmesi veya geçmemesi veya taşınmazın mera veya tarla olarak nitelendirilmesi hem taşınmazın fiilî kullanıcısına hem de niteliğine ilişkin bir karine teşkil etmez. Davacının dava konusu ettiği husus, ancak; 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastro çalışmalarında dava konusu yapılabilir. Dolaysıyla, Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılan yerlere ilişkin tutanaklarda işgalci olduğunun belirtilmemesi veya taşınmazın mera olarak nitelendirilme hali herhangi bir hak kaybına yol açmaması nedeniyle, 2/B tutanağının işgalci ve nitelik belirlemesine ilişkin tespitlerine karşı ilgililerin dava açmada hukukî yararlarının bulunduğundan söz edilemez. Kaldı ki, bu tespitlerin hukuki bir değeri de yoktur. Zira, komisyonun işgalci yani fiilî kullanıcı veya mera, tarla şeklinde nitelik belirleme yetkisi bulunmamaktadır. Bu belirlemeler, sadece taşınmazın orman vasfında olmadığını ifade için yapılan tespitlerdir. Bu itibarla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi yukarıda belirtilen nedenlerle sonucu itibariyle doğrudur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ..."a yükletilmesine 09/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.