10. Hukuk Dairesi 2015/2485 E. , 2015/7041 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalı işyerinde 11.11.1996-1.9.1999 tarihleri arasında çalıştığını, eksik bildirilen hizmetlerinin tespitini talep etmiştir. Mahkemece, 25.2.1997-1.9.1999 tarihleri arası kesintisiz çalıştığı, bildirim yapılan günler dışında 679 gün çalışmasının olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
""Birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmişse hak düşürücü süre işlemez...ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmalar hak düşürücü süreye uğramaz. İddia kanıtlandığı takdirde tespite karar verilmelidir. Keza sonişe giriş bildirgesinin verildiği tarihten sonraki çalışmalar da hak düşürücü süreye uğramaz."" (Resul Aslanköylü, Sosyal Sigortalar Kanunu Yorumu ve İlgili Kanunlar, Genişletilmiş 2. Baskı, 1. Cilt, s.1424)
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, davacının davalı işyerinde 1.8.1997 tarihinde işe giriş bildirgesinin davalı kuruma verildiği ve davalı (1011028) sicil nolu işyerinden davacı adına (1.8.1997-3.2.1999) tarihleri arası kısmi bildirim yapıldığı, ticaret sicil kaydının yapıldığı 25.2.1997 tarihinin mahkemece başlangıç olarak alındığı, dava tarihi itibariyle, kabule karar verilen çalışmanın sonaerdiği 1.9.1999 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada kabule karar verilen 25.2.1997 tarihi ile davalı işyerinden ilk bildirim tarihi olan 1.8.1997 tarihleri arası istemin hak düşürücü süreye uğradığı belirgin olup Mahkemenin, 1.8.1997 tarihi ve sonrası yönünden hizmetlerin tespiti yönünden kararın isabetli ise de 1.8.1997 tarihi öncesinin hak düşürücü süreye uğradığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/2. (HMK 297/1-b) maddesi uyarınca tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi zorunludur. Davacı... , ... ve ..."un dava açmış olmalarına karşın karar başlığında sadece davacı olarak ... gösterilmiştir. Karar başlığının usule uygun düzenlenmemesi yasaya aykırıdır.
Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu 25.2.1997-1.8.1997 dönemi yönünden hak düşürücü süreden talebin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu bu süreler yönünden kabule karar verilmesi ayrıca davacıların bir kısmının karar başlığında yer almaması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükümün karar başlığına davacı olarak "2-..., ... ve ..."a velayeten ..." eklenmesine, hükmün 1 fıkrasının 2. bendinin silinerek yerine "Davacıların Murisi ..."un davalı işyerinde bildirim yapılan süreler dışında 1.8.1997-1.9.1999 tarihleri arasında asgari ücretten çalıştığının TESPİTİNE" rakam ve sözcüklerinin yazılarak, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.