20. Hukuk Dairesi 2013/2895 E. , 2013/7678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine 09.04.2007 tarihli dilekçesiyle, .... Mevkii 219 ada 7 parsel sayılı 18427,88 m² yüzölçümündeki taşınmazın taşlık, kayalık, çalılık vasfında devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılacak yerlerden olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve ....Köyü, 219 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 21.01.2008 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 13168,726 m² yüzölçümündeki bölümünün davalı adına olan tapusunun iptali ile bu bölümün orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından redde konu taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1944 yılında yapılıp 1949 yılında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre yapılarak 22.03.2002 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ile 2007 yılında yapılan genel arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın temyize konu krokide (B) ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve bu bölüm yönünden adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak karar tarihinden sonra, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı gerçek kişi aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi karar tarihinden sonra yürürlüğe giren kanun maddesine aykırı ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün yargılama giderlerine ilişkin 6, 7 ve 9. bentlerinin kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı Hazine üzerinde bırakılmasına ve davacı Hazine yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 09/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.